Examples of using "Heading" in a sentence and their turkish translations:
Bu tarafa gidiyoruz.
Eve gidiyoruz.
Şehir merkezine gidiyorum.
Biz Kuzeye gidiyoruz
Onlar bu şekilde gidiyor.
Bir yere mi gidiyorsun?
Şimdi oraya gidiyorum.
Eve geri gidiyorum.
Tom nereye gidiyordu?
Nereye gidiyorsun?
Tom eve gidiyor.
Tom dışarıya gidiyor.
Tom batıya gidiyor.
Nereye gidiyoruz?
Biz felakete doğru gidiyoruz.
Boston'a gidiyorum.
Tamam, bu tarafa gidiyoruz.
Otobüs kuzeye gidiyordu.
Biz kasabaya geri gidiyoruz.
Sadece yola çıkıyordum.
Şimdi Stockholm'a doğru gidiyorum.
Şimdi Boston'a doğru gidiyorum.
Onlar bize doğru yöneliyorlar.
Hangi yoldan gidiyorsun?
Tom bu yönde ilerliyor.
Brian, New York'a gitmek için yola çıktı.
Ben eve gidiyorum.
Tom bunun nereye varacağını biliyor.
Şimdi eve geri gidiyor olacağım.
Siz arkadaşlar şimdi nereye gidiyorsunuz?
O, havaalanına gidiyordu.
Kuzeye gidiyoruz.
Bu hangi başlığın altında toplanıyor?
Onlar hangi yönde gidiyorlardı?
Tom yat limanına gidiyor.
Leyla alışveriş merkezine doğru gitmiyordu.
Tom kasabaya geri gidiyor.
Tom şehir dışına gidiyor.
Önümüzdeki hafta dağa gidiyoruz.
Tekne limana doğru yöneldi.
Tom Mary'nin ormana gittiğini gördü.
Nereye gittiğini bize tam olarak söyle.
Toplumun gittiği yeri sevmiyorum.
Biz gidiyoruz.
Yola çıkıyorum.
Tom havaalanına gittiğini söyledi.
Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.
Filler daha açık alanlara doğru ilerliyor.
Pekâlâ, aşağı ve sağa doğru iniyoruz.
sadece o yöne doğru ilerlemeye başlasak,
Ülke doğru yönde ilerliyor.
Ben Londra'ya gidiyorum.
- Eve dönüyorum.
- Ben eve dönüyorum.
Tom hangi yöne gideceğini söyledi mi?
Tam olarak benim gitmek istediğim yere gidiyorsun.
Nereye gidiyoruz?
Leyla'nın hayatı doğru yönde gidiyor.
Sami öğle yemeğinden sonra işe geri dönüyordu.
Nereye gidiyorsun?
Türkiye sınırına doğru gidiyorlar.
Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.
Pekâlâ, enkaza doğru mu gitmek istiyorsunuz?
Yıllarca Elektrikli Araç Birliği'nin başında
O kasabaya gidiyor gibi görünmüyor.
Tel Aviv'e gitmek için bugün Kahire'den ayrılıyorlar.
Tom, öğle yemeğinden sonra Boston'a dönecek.
Eve gidiyoruz.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
Tom onu gördüğümde kasabadan gidiyordu.
Şimdi oraya geliyorum.
Dan Linda'nın nereye gittiğini bilmiyordu ama her halükârda onu izledi.
Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.
Plaja gidiyoruz. Bizimle gelmek ister misin?
Yarın Boston'a geri gidiyorum.
Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.
Ne tarafa gidiyorsunuz?
Nereye gidiyorsun?
İneceğimiz vadi orada! Vay canına, bir hava akımına kapıldık!
Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.
Tom'un nereye gittiğini biliyor musun?
Muhtemelen suya gidiyorlardır ama bu izlerin yönü bu taraf.
Nereye gitmek istersin?
eğer doğuya, yani ters yöne gitseydik başladığımız yere dönmüş olurduk.
Nereye gidiyorsun?
Şehir merkezine gidiyorum.
Nereye gidiyorsun?
- Nereye gidiyorsun?
- Nereye yöneliyorsunuz?
- Nereye gidiyorsunuz?