Translation of "Identity" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Identity" in a sentence and their turkish translations:

Finally, identity.

Sonuncusu, kimlik.

Is national identity:

çatışması yaşıyorum:

The identity that has lost its identity and the morality that has lost its identity

kimliğini kaybetmiş benliğini kaybetmiş ahlakını ise hiç

I lost my identity.

Kimliğimi kaybettim.

Tom's identity was stolen.

Tom'un kimliği çalındı.

Sami concealed his identity.

Sami kimliğini gizledi.

My identity is my superpower.

Kimliğim, benim süper gücüm.

In this way, cultural identity

Bu yolla, kültürel kimlik

He didn't reveal his identity.

O, kendi kimliğini açıklamadı.

Euler's identity really is remarkable.

Euler'in kişiliği gerçekten dikkate değer.

I've discovered the victim's identity.

Kurbanın kimliğini keşfettim.

Sami didn't reveal his identity.

Sami kimliğini açıklamadı.

His identity must be kept secret.

Onun kimliği gizli tutulmalıdır.

Afterwards, he assumed a new identity.

Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.

She took over her sister's identity.

Kız kardeşinin kimliğini devraldı.

Is a common European identity possible?

Ortak bir Avrupa kimliği mümkün mü?

Tom kept his true identity secret.

Tom gerçek kimliğini gizli tuttu.

Dental records confirmed the victim's identity.

Diş kayıtları kurbanın kimliğini doğruladı.

The tour guide stole my identity.

Tur rehberi kimliğimi çaldı.

The killer's identity is still unknown.

Katilin kimliği hala bilinmiyor.

Sami wanted to erase Layla's identity.

Sami, Leyla'nın kimliğini silmek istedi.

Waking up with a whole new identity.

ve tamamen yeni bir kimlikle uyanıyorum.

Both in terms of identity and population.

tetiği çekenlere destek oldular.

And my identity trumps truth any day.

ve kimliğim her an gerçekten baskın çıkar.

We can flip identity with better stories.

Kimliği daha iyi hikayelere dönüştürebiliriz.

The criminal had to conceal his identity.

Suçlu kimliğini gizlemek zorunda kaldı.

The identity is related to the place.

Kimlik yere bağlıdır.

We know the identity of Tom's killer.

Tom'un katilinin kimliğini biliyoruz.

The informer's identity has to remain secret.

Muhbirin kimliği gizli kalmak zorundadır.

Tom is a victim of identity theft.

Tom kimlik hırsızlığının bir kurbanı.

We need to move beyond identity politics.

Kimlik politikasının ötesine geçmemiz gerek.

Tom was the victim of identity theft.

- Tom kimlik hırsızlığının kurbanıydı.
- Tom bir kimlik hırsızlığının kurbanıydı.

Using an e-identity card similar to mine

Ve bu saydıklarımın hepsini

Mark Pollock: Eventually, I did rebuild my identity,

Mark Pollock: Aslında, kimliğimi yeniden kurmayı başardım.

Every of us has his own unique identity.

Her birimiz kendi benzersiz kimliğine sahiptir.

Please show me your identity card or passport!

Lütfen bana nüfus cüzdanını ya da pasaportunu göster!

Tom didn't reveal his real identity to anyone.

Tom gerçek kimliğini herhangi birine söylemedi.

A friend of Tom's had his identity stolen.

Tom'un bir arkadaşı kimliğini çaldırdı.

She tried to steal her twin sister's identity.

O ikiz kardeşinin kimliğini çalmaya çalıştı.

Her name was changed to protect her identity.

Kimliğini korumak için adı değiştirildi.

His name was changed to protect his identity.

Kimliğini korumak için adını değiştirdi.

Dan informed the police of Linda's true identity.

Dan, Linda'nın gerçek kimliğini polise bildirdi.

Sami didn't reveal the identity of his assailants.

Sami, saldırganlarının kimliğini açıklamadı.

The biggest artists embraced this identity and this lifestyle,

En büyük sanatçılar bu kimliği ve yaşam tarzını benimsedi,

Such a raw, bitter kind of white identity politics.

ya da en azından kabul edeceğini keşfetmem.

Had gone to extraordinary lengths to hide her identity.

kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.

Tom was wearing a mask to conceal his identity.

Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.

But as well as a statement of national identity,

Fakat renk, ulusal kimlik ifadesinin yanı sıra,

That is not the only logo with a shared identity.

Paylaşılan kimliğe sahip tek logo bu değil.

We need to stop thinking of gender as an identity.

Cinsiyeti bir kimlik olarak düşünmeyi bırakmalıyız.

The police could not establish the identity of the man.

Polis, adamın kimliğini tespit edemedi.

Our language is an important part of our cultural identity.

Dilimiz, kültürel kimliğimizin önemli bir parçasıdır.

A man was shot in a case of mistaken identity.

Kimliği bir başkasıyla karıştırılan bir adam vuruldu.

For example, Turks have a very special place in Greek identity.

Mesela Yunan kimliğinde Türk'ün çok özel bir yeri var.

They build an identity saying I am not what Turks are .

Türk neyse ben o olmayanım diye bir kimlik inşa ediyor.

And a changed society reflects a changed sense of personal identity

Buna göre, değişen toplumda değişmiş bir kişisel kimlik

Persian Gulf is an element of historical identity of Iranian People.

İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.

To the point where it's part of my personal and professional identity

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

Dan stole Matt's identity and cashed thousands of dollars from Matt's account.

Dan, Matt'in kimliğini çaldı ve Matt'in hesabından binlerce dolar para çekti.

When I found my true identity, my life began to make sense.

- Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.
- Gerçek kimliğimi bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

Tom suffered memory loss and could not remember anything about his identity.

Tom hafıza kaybı çekiyordu ve kimliği hakkında hiçbir şey hatırlamıyordu.

The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.

Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.

So Muslim Turks have a great impact on the formation of European identity.

Yani Avrupa kimliğinin oluşumunda Müslüman Türklerin büyük yeri var.

The woman to whom the prize money was given had faked her identity.

Para ödülünün verildiği kadın sahte kimlik kullanmıştı.

It's telling a story about the identity of the people living in that hut.

kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.

More than that, I was able to understand how my identity fits into all of this.

Dahası, kimliğimin tüm bunlara nasıl uyduğunu anlayabildim.

Tom underwent plastic surgery and changed his identity to evade capture and start a new life.

Tom yakalanmaktan kurtulup yeni bir hayata başlamak için estetik ameliyat olup kimlik değiştirdi.

The identity of the boy who had been missing was verified by the clothes he was wearing.

Kayıp olan çocuğun kimliği giydiği elbiselerle doğrulandı.

I'm a proud Zamboangueño because this is my ethnicity or my ethno-linguistic nation, my heritage, culture and identity.

Bu benim etnisitem ya da benim Etno-linguistik ulusum, benim mirasım, kültürüm ve kimliğim olduğu için ben gururlu bir Zamboangueno'yum

I didn't use to care about my online privacy but lately an identity thief impersonated me and emptied my bank account.

İnternette gizliliğime önem vermiyordum, ama geçenlerde bir kimlik hırsızı benim kimlik bilgilerimle banka hesabımı boşalttı.