Examples of using "Inbox" in a sentence and their turkish translations:
Gelen kutunu kontrol et.
Gelen kutum dolu.
Gelen kutumda yeni mesajlar yok.
E-postalar birdenbire gelen kutumdan kaybolmaya başladı.
Gelen kutunuzda bir e-posta mesajınız var.
O, gelen kutusunda penis büyütmeyle ilgili bir reklam aldı.
Ben, gelen kutuma nefret mesajları almayı dört gözle bekliyor değilim;