Translation of "Jeans" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Jeans" in a sentence and their turkish translations:

- My jeans shrank.
- My jeans have shrunk.

Benim kot küçüldü.

She usually wears jeans.

O genellikle kot pantolon giyer.

My jeans won't fit.

Kot pantolonum olmuyor.

Tom wore black jeans.

Tom siyah kot giydi.

Tom was wearing jeans.

Tom kot giyiyordu.

Tom usually wears jeans.

Tom genellikle kot pantolon giyer.

Jeans go with everything.

Kot pantolonlar her şeyle gider.

These jeans are baggy.

Bu pantolon torba gibi bol.

He had jeans on.

Üzerinde kot pantolon vardı.

Franco has blue jeans.

Franco'nun mavi bir kot pantolonu var.

Tom had jeans on.

Tom'un üzerinde kot pantolon vardı.

Tom loved those jeans.

Tom o kot pantolonu sevdi.

Tom wore baggy jeans.

Tom bol kot pantolon giymişti.

I had jeans on.

Üzerimde kot pantolonum vardı.

My jeans have shrunk.

Kot pantolonum çekti.

Tom wasn't wearing jeans.

Tom kot pantolon giymiyordu.

Tom isn't wearing jeans.

Tom kot giymiyor.

Tom is wearing jeans.

Tom kot pantolon giyiyor.

Your jeans are dirty.

Kotun kirlenmiş.

Sami was wearing jeans.

Sami kot pantolon giyiyordu.

Tom seldom wears jeans.

Tom nadiren kot pantolon giyer.

- We are sold out of jeans.
- We're sold out of jeans.

Kotların hepsi satıldı.

- I never saw him in jeans.
- I've never seen him in jeans.

Onu asla pantolonlu olarak görmedim.

She's wearing low-rise jeans.

O, düşük belli kot pantolon giyiyor.

Tom wants to wear jeans.

Tom kot giymek istiyor.

The tall woman wears jeans.

Uzun kadın kot pantolon giyiyor.

Those jeans are really cute.

O kotlar gerçekten sevimli.

Their jeans do not fit.

Onların pantolonları uymuyor.

I have jeans on today.

Bugün üzerimde kot pantolonum var.

Tom has blue jeans on.

Tom'un üzerinde mavi kotu var.

Jeans take forever to dry.

- Kotlar çok zor kuruyor.
- Kot pantolonların kuruması çok uzun sürüyor.

I saw people wearing jeans.

İnsanların kot giydiğini gördüm.

Blue jeans are also acceptable.

Mavi kotlar da kabul edilebilir.

I wasn't wearing jeans yesterday.

Dün kot pantolon giymiyordum.

Sami wasn't wearing jeans yesterday.

Sami dün kot pantolon giymiyordu.

I was wearing jeans yesterday.

Dün kot pantolon giyiyordum.

Tom wasn't wearing jeans yesterday.

Tom dün kot pantolon giymiyordu.

Tom didn't wear jeans yesterday.

Tom dün kot pantolon giymedi.

I have blue jeans on.

Mavi kot pantolonum var.

I didn't wear jeans yesterday.

Dün kot pantolon giymedim.

I want to wear jeans.

Kot pantolon giymek istiyorum.

Tom wanted to wear jeans.

Tom kot pantolon giymek istiyordu.

Sami was wearing blue jeans.

- Sami kot giyiyordu.
- Sami blue jeans giyiyordu.
- Sami blucin giyiyordu.

- It is easy to work in jeans.
- It's easy to work in jeans.

Kot pantolonla çalışmak kolaydır.

Faded jeans are still in fashion.

Soluk pantolonlar hâlâ modadır.

It's easy to work in jeans.

Kot pantolonla çalışmak kolaydır.

My jeans ripped at the seams.

Kot pantolonumun dikişleri yırtıldı.

My jeans shrank in the wash.

Benim kot yıkamada küçüldü.

I've never seen him in jeans.

Onu hiç kot pantolonla görmedim.

I don't look good in jeans.

Kotun içinde iyi görünmüyorum.

Jeans can cause infertility for men.

Kot pantolon erkekler için kısırlığa yol açabilir.

Where did you get those jeans?

O pantolonu nereden aldın?

Jeans are a popular clothing export.

Kot pantolonlar popüler bir giyim ihracatıdır.

A lot of kids wear jeans.

Bir sürü çocuk kot pantolon giyer.

I think my jeans have shrunk.

Sanırım pantolonum daraldı.

Tom is wearing low-rise jeans.

Tom düşük belli kot pantolon giyiyor.

I usually wear jeans on Sunday.

Pazar günü genellikle kot giyerim.

I've never seen him wearing jeans.

Onun pantolon giydiğini asla görmedim.

I wear jeans almost every day.

Neredeyse her gün kot pantolon giyerim.

I've never seen Tom wearing jeans.

Tom'un hiç kot pantolon giydiğini görmedim.

Tom doesn't want to wear jeans.

Tom kot pantolon giymek istemiyor.

Tom didn't want to wear jeans.

Tom kot giymek istemedi.

Tom bought a pair of jeans.

Tom bir kot pantolon aldı.

I don't want to wear jeans.

Kot giymek istemiyorum.

He has long hair and wears jeans.

Uzun saçı var ve pantolon giyer.

Tom began to pull on his jeans.

Tom kot pantolonunu giymeye başladı.

Where did you take your jeans off?

Kot pantolonunu nerede çıkardın?

How often do you wash your jeans?

Ne sıklıkta kotlarını yıkarsın?

Do you have jeans in my size?

Benim bedenimde pantolonun var mı?

My jeans shrank after I washed them.

Pantolonum onu yıkadıktan sonra çekti.

Tom brushed the dirt off his jeans.

Tom kotundaki kiri fırça ile temizledi.

Blue jeans are a symbol of America.

Blue jeans Amerika'nın bir sembolüdür.

Tom wore jeans and a cowboy hat.

Tom kot pantolon ve bir kovboy şapkası giydi.

Jeans are now in fashion among girls.

Kot şimdi kızlar arasında moda.

Have you got jeans in my size?

Sizde benim bedenimde kot pantolon var mı?

Meg was the only girl wearing jeans.

Meg kot giyen tek kızdı.

I got a hole in my jeans.

Kotumda bir delik var.

Mary was the only girl wearing jeans.

Mary kot giyen tek kızdı.

Do I look fat in these jeans?

Bu pantolonla kilolu görünüyor muyum?

I don't fit in these jeans anymore.

Artık bu kot pantolona sığmam.

Tom wiped his hands on his jeans.

Tom ellerini kot pantolonuna sildi.

Tom is wearing jeans and is barefoot.

Tom kot giyiyor ve çıplak ayaklı.

Sami's jeans had Layla's blood on them.

Sami'nin kotunun üstünde Leyla'nın kanı vardı.

My brother gave me a pair of jeans.

Erkek kardeşim bana bir kot pantolon verdi.

In 1853, the first blue jeans came out.

- İlk mavi kot pantolonlar 1853'te piyasaya çıktı.
- İlk blue jeanler 1853'te piyasaya çıktı.

Made in Italy, these jeans were very expensive.

İtalya'da yapılmış bu kot pantolon oldukça pahalı.

I think I look fat in these jeans.

Sanırım bu kotta şişman görünüyorum.

Tom often wears jeans and a leather jacket.

Tom genellikle kot pantolon ve deri ceket giyer.

Tom was wearing jeans and a T-shirt.

Tom kot ve tişört giyiyordu.

Is it OK if I go in jeans?

Ben kot pantolon giyersem, tamam mı?

I often wear jeans and a T-shirt.

Genellikle kot pantolon ve bir t-shirt giyerim.

Tom is wearing jeans and a T-shirt.

Tom kot pantolon ve tişört giyiyor.

Neither Tom nor Mary has blue jeans on.

Ne Tom ne de Mary blucin giyiyor.

Mary was wearing jeans and a T-shirt.

Mary kot pantolon ve tişört giyiyordu.

Tom was wearing a new pair of jeans.

Tom yeni bir kot giyiyordu.

Tom put on his jeans and T-shirt.

Tom kotunu ve tişörtünü giydi.

Meg was the only girl that was wearing jeans.

Meg kot pantolon giyen tek kızdı.