Translation of "Liking" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Liking" in a sentence and their turkish translations:

- That isn't to my liking.
- That's not to my liking.

Zevkime uymuyor.

She confessed to liking him.

Ondan hoşlandığını itiraf etti.

- I'm used to no-one liking me.
- I'm used to no one liking me.

Hiç kimsenin beni sevmemesine alışkınım.

When did you start liking baseball?

Ne zaman beyzbolu sevmeye başladın?

She has a strong liking for cooking.

Yemek pişirmeyi çok sever.

Dan immediately took a liking to Linda.

Dan hemen Linda'dan hoşlanmaya başladı.

What's the difference between liking and loving someone?

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

I'm pretty used to people not liking me.

Ben beni sevmeyen insanlara oldukça alışkınım.

She has a great liking for rich foods.

Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.

Turtle doves have a great liking for sunflower seeds.

Kaplumbağa güvercinleri ayçiçeği tohumlarını çok seviyorlar.

Fred took a liking to Jane and started dating her.

Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.

Mary's boss is a bit too tactile for her liking.

Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.

I started liking Mary as soon as I met her.

Onunla karşılaşır karşılaşmaz, onu sevmeye başladım.

She gave me a necktie which was completely to my liking.

O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.

I have a liking for chemistry as well as for physics.

Hem fiziğe hem kimyaya eğilimim var.

I cannot help liking him in spite of his many faults.

- Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
- Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum.

Fred took a liking to Jane and they started seeing each other.

Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onlar birbiriyle görüşmeye başladı.

It seems that your dog has taken quite a liking to Tom.

Sizin köpek Tom'dan oldukça hoşlanmaya başladı gibi görünüyor.

Liking this video and subscribing to the channel will also help us grow.

Bu videoyu beğenme ve kanala abone olma büyümemize de yardımcı olacak.

Don't forget to support us by liking the video and subscribing to the channel

videoyu beğenerek ve kanala abone olarak bize destek olmayı unutmayın

- Tom eventually found a job that he liked.
- Tom eventually found a job to his liking.

Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.

It's actually the matter of fact attitude, and also the liking for some kind of a joke.

Bu aslında tavır ve bir tür şakadan hoşlanma meselesi.

- Not liking carrots, he didn't eat it.
- He does not like carrots, so he did not eat it.

Havuç sevmez bu yüzden onu yemedi.

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish.

Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.