Examples of using "Match" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir kibrit yaktım.
Bunlar eşleşmiyor.
- Kendi denginle takıl.
- Git, kendi çapında biriyle uğraş.
Biz mükemmel bir çiftiz.
Maçınız var mı?
Birinin bir kibriti var mı?
Bu parça uymuyor.
John bir kibrit yaktı.
Şifreler uyuşmuyor.
O, bir kibrit yaktı.
Kibriti yaktım.
Tom kibriti yaktı.
Tom bir kibrit yaktı.
Maçı kazanıyoruz.
Biz o maçı kazandık.
Tom maçı kazandı.
Çorapların eşleşmiyor.
Herhangi birinin maçı var mı?
Maçı kazandılar!
Onların sesleri mükemmel uyuyor.
Bu mükemmel bir maç.
Biz maçı kazandık.
Maç bitti.
Maçı kazandım.
Maçı kim kazandı?
Kibrit söndü.
Bir tenis maçı oynayacağız.
Bir futbol maçının süresi 90 dakikadır.
Zor bir maç olacak.
son maçıma çıktım
Yarın futbol maçı.
Maç oynanmadı.
Yarın bir futbol maçı var.
Ben maçı kazanmadım.
Pazar günkü maç çok önemli olacak.
O mükemmel bir maçtı.
Zor bir maç olacak.
Bu renkler iyi uymuyor.
- Benim takım maçı kazandı.
- Takımım maçı kazandı.
- Bu çoraplar eşleşmiyor.
- Bu çoraplar farklı.
Ben senin için uygun değilim.
Ateşin var mı?
Sen Tom için uygun değilsin.
Tom için uygun değilim.
Tom harika bir maç çıkardı.
O İyi bir başlangıçtı.
- Maç ne zaman başlayacak?
- Oyun ne zaman başlayacak?
Tom, bir kibritle mumu yaktı ve ardından kibriti üfleyerek söndürdü.
sahip olmadıkları için erkekleri dışlamamak anlamına da geliyor.
bir kafes dövüşü düzenledik.
Şikeyi de futbola bulaştırıyor
Ayakkabılar bu beyaz etekle uyuşuyor.
Kurdele elbise ile uyuşmuyor.
Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.
Onun dengi değilim.
O benim için denk değil.
Dün gece, maçı izledim.
Televizyondaki maçı gördüm.
Bence onlar mükemmel bir çift.
Ben onun dengi değildim.
Ben Tom'un dengi değilim.
Tom'un ayakkabıları onun takımına uymuyor.
Sözleri hareketlerine uymuyor.
Oynayacak bir maçım var.
Takımımız ilk maçı kaybetti.
Maç golsüz sona erdi.
O bulgular benim kendi gözlemlerimle eşleşiyor.
Etiket, içeriklerle eşleşmiyor.
Kutu, içerikle eşleşmiyor.
Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
Onun giysileri yaşına uymadı.
Maç berabere bitti.
Takımımız dün maçlarını kazandı.
Tom, Mary'nin dengi değil.
Dün gece maçı seyrettim.
Tom benim için uygun değil.
Sadece bir tenis maçını kaybettim.
Tom hile yaparak maçı kazandı.
Halınız perdelerinizle uyuşuyor mu?
Kardeşleriniz maçı kazandı mi?
Ben tenis maçını kazanacağımdan eminim.
Tom çoraplarının uymadığını fark etmedi.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
ve eşleştiğine karar verdiler,
İngilizcede hiç kimse ona aşık atamaz.
Teniste kimse onunla maç yapamaz.
O maçı kazanmaya zorunlu.
Onun sözleri ve eylemleri uyuşmuyor.
O, benim için iyi bir eştir.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
Televizyonda bir tenis maçı izledim.
Onunkine uyması için planını değiştirdi.
O, karısının dengi değil.