Translation of "Might've" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Might've" in a sentence and their turkish translations:

- Tom might've been abducted.
- Tom might've been kidnapped.

Tom kaçırılmış olabilir.

Tom might've won.

Tom kazanmış olabilir.

Somebody might've overheard you.

Biri sana kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've followed Tom.

Biri Tom'u izlemiş olabilir.

Tom might've been murdered.

Tom öldürülmüş olabilir.

Tom might've been disappointed.

Tom hayal kırıklığına uğramış olabilir.

Tom might've been there.

Tom orada olabilirdi.

Tom might've caught something.

Tom bir şey yakalamış olabilir.

Tom might've been drunk.

Tom sarhoş olmuş olabilir.

I might've been wrong.

Yanılmış olabilirim.

Tom might've followed us.

Tom bizi takip etmiş olabilir.

Tom might've followed them.

Tom onları takip etmiş olabilir.

Tom might've followed me.

Tom beni izlemiş olabilir.

Somebody might've followed you.

Birisi seni izlemiş olabilir.

Somebody might've followed us.

Birisi bizi izlemiş olabilir.

Somebody might've followed them.

Birisi onları takip etmiş olabilir.

Somebody might've followed me.

Birisi beni takip etmiş olabilir.

Somebody might've followed him.

Birisi onu takip etmiş olabilir.

Somebody might've followed her.

Biri onu izlemiş olabilir.

Tom might've followed Mary.

Tom Mary'yi izlemiş olabilir.

You might've misunderstood me.

Beni yanlış anlamış olabilirsiniz.

Tom might've already won.

Tom zaten kazanmış olabilir.

Tom might've left early.

Tom erken ayrılmış olabilir.

Tom might've forgotten about us.

Tom bizi unutmuş olabilir.

You might've said something earlier.

Daha önce bir şey söylemiş olabilirsin.

That might've been a mistake.

O bir hata olabilirdi.

Who else might've done that?

Başka kim bunu yapmış olabilir?

Tom might've told the truth.

Tom gerçeği söyleyebilirdi.

We might've underestimated Tom's ability.

Tom'un yeteneğini hafife almış olabiliriz.

Tom might've read the letter.

Tom mektubu okumuş olabilir.

Tom might've lied to me.

Tom bana yalan söylemiş olabilir.

- I thought you might've seen something.
- I thought that you might've seen something.

Bir şey görmüş olabileceğini düşündüm.

- I thought you might've left town.
- I thought that you might've left town.

Kasabadan ayrılmış olabileceğini düşünüyordum.

Tom might've forgotten about the meeting.

Tom toplantıyı unutmuş olabilir.

Tom might've written to Mary already.

Tom zaten Mary'ye yazmış olabilir.

Tom might've been happy with Mary.

Tom Mary ile mutlu olabilir.

I might've done the same thing.

Ben aynı şeyi yapmış olabilirim.

There might've been a mix-up.

Bir karışıklık olmuş olabilir.

I thought you might've left town.

Kasabadan ayrılmış olabileceğini düşünüyordum.

Tom might've slept on the plane.

Tom uçakta uyuyabilirdi.

Tom might've gone surfing with Mary.

Tom Mary ile sörf yapmaya gitmiş. olabilir.

- Tom could've died.
- Tom might've died.

Tom ölmüş olabilir.

Tom might've left the door unlocked.

Tom kapıyı kilitlemeden bırakmış olabilir.

- I thought you might've talked to Tom.
- I thought that you might've talked to Tom.

Tom'la konuşmuş olabileceğinizi düşündüm.

I think I might've caught a cold.

Soğuk algınlığına yakalanmış olabileceğimi düşünüyorum.

Somebody might've overheard your conversation with Tom.

Birisi Tom'la konuşmana kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've overheard you talking to Tom.

SenTom'la konuşurken birisi kulak misafiri olmuş olabilir.

Tom might've gone to Boston this weekend.

Tom bu hafta sonu Boston'a gitmiş olabilir.

Tom might've eaten on his way home.

Tom eve giderken yemek yemiş olabilir.

Tom might've liked to go with us.

Tom bizimle gitmeyi sevmiş olabilir.

Tom might've been able to do that.

Tom onu yapabilirdi.

I think I might've found a job.

Sanırım bir iş bulmuş olabilirim.

Do you know who might've done this?

Bunu kimin yapmış olabileceğini biliyor musun?

Do you know where Tom might've gone?

Tom'un nereye gitmiş olabileceğini biliyor musun?

The method Tom suggested might've been better.

Tom'un önerdiği yöntem daha iyi olabilirdi.

Tom might've been able to avoid that.

Tom ondan kaçınabilirdi.

Tom might've walked to school this morning.

Tom bu sabah okula yürüyebilirdi.

Tom might've been in Australia last month.

Tom geçen ay Avustralya'da olabilirdi.

The police think Tom might've poisoned Mary.

Polis Tom'un Mary'yi zehirlemiş olabileceğini düşünüyor.

- I think Tom and I might've poisoned ourselves.
- I think that Tom and I might've poisoned ourselves.

Sanırım Tom ve ben kendimizi zehirlemiş olabiliriz.

I think I know who might've done this.

Sanırım bunu kimin yapmış olabileceğini biliyorum.

I think I know who it might've been.

Sanırım onun kim olabileceğini biliyorum.

Tom might've died if you hadn't been there.

Sen orada olmasaydın Tom ölebilirdi.

Tom might've said more, but Mary interrupted him.

Tom daha fazla söyleyebilirdi ama Mary onun sözünü kesti.

I don't know who Tom might've spoken to.

Tom'un kiminle konuşmuş olabileceğini bilmiyorum.

I have no idea who might've done it.

Bunu kimin yapmış olabileceğine dair hiçbir fikrim yok.

I might've known nobody really wanted me here.

Kimsenin beni burada gerçekten istemediğini bilebilirdim.

We were worried that you might've been injured.

Yaralanmış olabileceğiniz hakkında endişelendik.

Tom might've been the one who told Mary.

Mary'ye söyleyen kişi Tom olabilirdi.

- I think Tom might've taken something he shouldn't have.
- I think that Tom might've taken something he shouldn't have.

Sanırım Tom almaması gereken bir şey almış olabilir.

- I think Tom might've gotten lost.
- I think Tom may have gotten lost.
- I think that Tom might've gotten lost.

Bence Tom kaybolmuş olabilir.

Do you have any idea who might've killed Tom?

Tom'u kimin öldürmüş olabileceğine dair bir fikrin var mı?

It might've taken longer if Tom hadn't helped us.

Tom bize yardım etmeseydi daha uzun sürebilirdi.

Do you have any idea who might've done this?

Bunu kimin yapmış olabileceğine dair herhangi bir fikrin var mı?

Does Tom have any idea where Mary might've gone?

Tom'un Mary'nin nereye gitmiş olabileceğine dair herhangi bir fikri var mı?

Do you have any idea where Tom might've gone?

Tom'un nereye gitmiş olabileceğine dair herhangi bir fikrin var mı?

It might've been Tom who sent you these flowers.

Sana bu çiçekleri gönderen Tom olabilir.

Tom might've fooled you, but he won't fool me.

- Tom seni kandırmış olabilir ama beni kandıramayacak!
- Tom seni aptal yerine koymuş olabilir ama beni aptal yerine koymayacak.

I have no idea who might've stolen your bicycle.

Bisikletini kimin çalmış olabileceğine dair hiçbir fikrim yok.

I have no idea who might've broken the window.

Camı kimin kırmış olabileceğine dair hiçbir fikrim yok.

- Tom may have left already.
- Tom might've left already.

Tom çoktan terk etmiş olabilir.

Do you have any idea who might've done that?

Bunu kimin yapmış olabileceği hakkında bir fikrin var mı?

Tom might've been the one who told Mary that.

Mary'ye onu söyleyen kişi Tom olabilirdi.

- Sami might have been abducted.
- Tom might've been abducted.

Tom kaçırılmış olabilir.

I might've had too much to drink last night.

Dün gece çok fazla içmiş olabilirim.

Do you have any idea who might've kidnapped Tom?

Tom'u kimin kaçırmış olabileceğine dair bir fikriniz var mı?

Tom might've known the answer, but he didn't say anything.

Tom cevabı bilmiş olabilir ama bir şey söylemedi.

Tom might've been there yesterday, but I didn't see him.

Tom dün orada olmuş olabilir, fakat onu görmedim.

- Who might've done this?
- Who could possibly have done this?

Bunu kim yapmış olabilir?

- The doctor might have said that.
- The doctor might've said that.

Doktor bunu söyleyebilirdi.

- You might have heard of it.
- You might've heard of it.

Bunu duymuş olabilirsin.

Tom might've been in Boston at the same time Mary was.

Tom Mary'nin olduğu aynı zamanda Boston'da olabilir.

- Tom may have already done that.
- Tom might've already done that.

Tom zaten onu yapmış olabilir.

- Tom may have missed the bus.
- Tom might've missed the bus.

Tom otobüsü kaçırmış olabilir.

- Tom may have met Mary yesterday.
- Tom might've met Mary yesterday.

Tom dün Mary ile buluşmuş olabilir.

- Tom may have gone home already.
- Tom might've gone home already.

Tom çoktan eve gitmiş olabilir.

It occurred to me that Tom might've done that on purpose.

Aklıma, Tom'un bunu bilerek yapmış olabileceği geldi.