Translation of "Outcast" in Turkish

I'm an outcast.

Ben bir serseriyim.

Tom is an outcast.

Tom toplumdan dışlanmış biri.

She was an outcast.

O bir serseriydi.

I was an outcast.

Ben bir serseriydim.

Tom felt like an outcast.

Tom bir serseri gibi hissetti.

I felt like an outcast.

- Kendimi bir dışlanmış gibi hissettim.
- Kendimi bir kimsesiz gibi hissettim.

I feel like an outcast.

Dışlanmış gibi hissediyorum.

- Tom said he felt like an outcast.
- Tom said that he felt like an outcast.

Tom bir dışlanmış gibi hissettiğini söyledi.

I don't want to be an outcast.

Bir serseri olmak istemiyorum.

- Tom is a castaway.
- Tom is an outcast.

Tom bir kazazade.

I felt like an outcast among those people.

O insanlar arasında kendimi bir serseri gibi hissettim.

- Tom became an outcast.
- Tom became a hobo.

Tom bir serseri oldu.