Translation of "Paul" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Paul" in a sentence and their turkish translations:

- I'm your flatmate Paul.
- I'm Paul, your roommate.
- I'm your roommate Paul.

Ben senin oda arkadaşın Paul'üm.

From Paul Rucker:

Paul Rucker'dan:

Where is Paul?

Paul nerede?

Paul telephoned just now.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul has dry hair.

Paul kuru saça sahiptir.

Paul talks a lot.

Paul çok konuşur.

I'm Paul, your roommate.

- Ben oda arkadaşın Paul'üm.
- Ben Paul, senin oda arkadaşın.

Octopus Paul was right.

Ahtapot Paul haklıydı.

Paul doesn't like beer.

Paul bira sevmez.

Paul respects his parents.

Paul ebeveynlerine saygı duyar.

I'm your flatmate Paul.

- Ben, sizin ev arkadaşınız Paul'üm.
- Ben senin ev arkadaşın Paul.

Paul prefers English to math.

Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.

Paul offered a new plan.

Paul, yeni bir plan sundu.

Paul blushed and turned away.

Paul kızardı ve başını çevirdi.

Paul was born in Rome.

Paul, Roma'da doğdu.

The book belongs to Paul.

Kitap Paul'a ait.

Paul bought them a gift.

Paul onlara bir hediye aldı.

Have you seen Paul today?

Bugün Paul'ü gördün mü?

Hi, Paul. Busy as usual?

Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?

Paul is smarter than Otto.

Paul Otto'dan daha zeki.

Paul is a dolphin trainer.

Paul bir yunus eğitmeni.

I am Paul, your flatmate.

Ben Paul, senin ev arkadaşın.

Paul doesn't speak Portuguese well.

Paul Portekizceyi iyi konuşmaz.

This book belongs to Paul.

Bu kitap Paul’a aittir.

Paul is a natty dresser.

Paul giyimine özen gösteren kimse.

I am coming with Paul.

Ben Paul ile geliyorum.

Paul is punctual like a clock.

Paul, saat gibi dakiktir.

Paul studies very hard these days.

Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.

I'm always confusing John with Paul.

Ben her zaman, John'u Paul ile karıştırıyorum.

I wonder what happened to Paul.

Paul'e ne olduğunu merak ediyorum.

One year later, Paul was born.

Bir yıl sonra, Paul doğdu.

Paul came back with the father.

Paul baba ile birlikte geri geldi.

What's your favorite Paul Gilbert solo?

Favori Paul Gilbert solon nedir?

Paul is more vigorous than Marc.

Paul Marc'tan daha güçlü.

When I was still living as Paul,

Hâlâ Paul olarak yaşadığım zamanlarda

So, Paul, thank you for the question,

ayrıca Paul soru için teşekkürler,

Particularly pleased with Paul, actually, on there.

Özellikle şurada Paul'a bir bakın.

Paul put on gloves before going out.

Paul dışarı çıkmadan önce eldivenlerini giydi.

He realized Paul had stood him up.

O, Paul'ün onu ağaç ettiğini fark etti.

One of Jesus' disciples was named Paul.

İsa'nın havarilerinden birinin adı Paulus'tu.

Paul came to Rome to greet me.

Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.

Paul is not as fast as me.

Paul benim kadar hızlı değildir.

Paul ran his hand through his hair.

Paul eli saçının arasında koştu.

From the second letter of Saint Paul.

Saint Paul'un ikinci mektubundan.

Paul stood with his hand shading his eyes.

Paul ellerini gözlerine gölge yaparak duruyordu.

Paul made a lot of money last year.

Paul geçen yıl çok para kazandı.

We have known Paul for a long time.

Biz uzun zamandır Paul'ü tanıyoruz.

Jean-Paul Sartre was a famous French philosopher.

Jean-Paul Sartre ünlü Fransız filozoftu.

Louis and Paul both competed for Mary's heart.

Hem Louis hem de Paul Mary'nin kalbi için yarıştı.

Paul was reading a short story last night.

Paul dün gece bir kısa hikaye okuyordu.

Imagine Paul McCartney is a member of your group.

Paul McCartney'in bir grupta olduğunu dşünün.

Paul wasn't with Mary when her purse was stolen.

Paul Mary'nin cüzdanı çalındığında onunla birlikte değildi.

Paul didn't become arrogant even though he was rich.

Paul zengin olmasına rağmen kibirli olmadı.

Paul has three sons. They look very much alike.

Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.

We couldn't figure out what Paul wanted to do.

Biz Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.

"Paul is sick in bed today." "That's too bad."

"Paul bugün yatakta hasta." "Çok kötü."

What do they call you? They call me "Paul."

Onlar sana hangi adla sesleniyorlar? Onlar bana "Paul diyorlar.

Is it true? Paul kissed Lily on the lips?

Bu doğru mu? Paul Lily'yi dudaklarından öptü mü?

Tom and Mary had two sons: Paul and John.

Tom ve Mary'nin iki oğlu var: Paul ve John.

I love Paul as if he were my father.

Paul'ü sanki babammış gibi seviyorum.

There is Paul Verlaine’s poem, I mind it so much.

Paul Verlaine'in bu şiirini ben çok önemsiyorum.

Of guys like Paul listening and doing the right thing.

ve doğru şeyi yapması arasında muallakta olan çok fazla şey var.

Paul went to the party in place of his father.

- Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul babasının evindeki partiye gitti.

Would you like to hear the story about Paul Bunyan?

Paul Bunyan hakkındaki hikayeyi duymak ister misiniz?

Paul makes it a rule not to be late for appointments.

Paul randevulara geç kalmamayı kural haline getiriyor.

I said Paul was out, but that Mary was at home.

Paul'ün dışarıda olduğunu ancak Mary'nin evde olduğunu söyledim.

I'm so sorry that Paul Walker died in a car crash.

Paul Walker bir araba kazasında öldüğü için çok üzgünüm.

St Peter's is in Rome and St Paul is in London.

Aziz Peter Roma'da ve Aziz Paul Londra'dadır.

Paul is such a nice guy that everyone immediately likes him.

Paul öyle hoş bir adam ki herkes ondan hemen hoşlanıyor.

I know what, we'll visit Tom, Paul and Mary this weekend!

Buldum, bu hafta sonu Tom, Paul ve Mary'yi ziyaret edeceğiz!

Paul makes it a rule not to be late for his appointments.

Paul randevusuna geç kalmamayı bir kural olarak benimsiyor.

Do you think we'll make it to the airport in time, Paul?

Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul?

Paul, do you think we can make it to the airport on time?

Havaalanına zamanında varacağımızı düşünüyor musun, Paul?

Paul is one of the students who will participate in the chess tournament.

Paul, satranç turnuvasına katılacak öğrencilerden biridir.

I'm sorry but Paul called in sick and I'm going to need you to work his shift.

Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.

I haven't seen Paul for a long time. The last time I saw him was four months ago.

Uzun süredir Paul'ü görmedim.Onu son gördüğümde dört ay önceydi.