Examples of using "Popularity" in a sentence and their turkish translations:
Truman'ın popülerliği arttı.
Onun popülaritesi azalıyor.
Popüleritesi azalıyor.
Tom'un popülaritesi azalmadı.
Tom'un popülaritesi büyüyor.
Popülerlik başını döndürdü.
Film ona büyük popülerlik kazandırdı.
İnternetin popülaritesi patladı.
Onun popülerliği hakkında şüphelerim var.
Gerçek, popülerlik yarışması değildir.
Mary Kate'in popülerliğini kıskanıyordu.
Bu film büyük popülerlik kazandı.
Elektrikli araçların popülaritesi artmaktadır.
Popülerliğin onunla hiç ilgisi yok.
Onun müziği yurt dışında büyük bir popülerliğe ulaşmıştır.
Çalışan sevk programları popülerlik kazanıyor.
Facebook'un gençler arasındaki popülerliği hızla azalıyor.
Web sitelerinin popülerliği onların içeriğine bağlıdır.
Onun ilk çalışması insanlar arasında büyük popülerlik kazandı.
Aktör, popülaritesinin doruğunda öldü.
Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.
Kent, önemli bir turistik yer olarak rağbet kazandı.
Popülerliklerine rağmen, kriket ve duvar tenisi Olimpik sporlar değildir.
Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.
Tatoebanın popülaritesi kurulduğu günden beri katlanarak artmaktadır.
Kentte popülerlik kazandı.
Bu bizi Erdoğan’ın darbe sonrası liderligini izleyen referanduma götürüyor.