Examples of using "Populations" in a sentence and their turkish translations:
Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,
Sayısız şehir yerle bir edilmişti ve nüfusları öldürüldü yada esir edildi.
yalnızca popülasyonlarının sağlıklı olmasıyla devam edebilir,
Yani, bu, en savunmasız kitleleri oluşturan bir yanda
Bu; ABD, Rusya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa
Dünya'da nüfusları gitgide artmakta olan düzdünyacılar
Gördüğümüz merakı, yaratıcılığı ve gelişimi ilerleten,
Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.
Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.
Okyanusun bazı bölgelerinde, kril popülasyonları yüzde 80'in üzerinde düştü.
Phoenix ve Tucson gibi güneybatı kentleri, ülkedeki en hızlı büyüyen nüfuslardan birine sahiptirler.