Examples of using "Prosperity" in a sentence and their turkish translations:
Barışla refah gelir.
Japonya savaştan beri refahın tadını çıkarıyor.
Her ikinize mutluluk ve refah diliyorum.
tanıma göre doğru olmalı.
o zaman bencilliğimiz, refahımızın sebebi.
bir sözleşme ya da pazarlığa dayanıyor.
O, kasabanın ikbâlini tehdit edecektir.
Zenginlik ve bolluk güzellemesi yapan Hristiyanlık anlayışı Hristiyanlığa yapılan bir sabotajdır.
Ben refah yaşayacağım.
Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.
Refahın sonsuza kadar sürmediğini anlaman gerek.
Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.
Kar yılı bir refah yılıdır.
Yüksek geliri ona bir refah ömür sağladı.
bolluk ve refaha çevirebilecek güce sahip olduğuna inanıyorum.
Bir milletin refahı büyük ölçüde genç erkeklere aittir.
Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.
Bir ülkenin refahı az çok vatandaşına bağlıdır.
Refah, tapılacak bir tanrı değil, sadece kullanılacak bir araçtır.
Aslında, bu refah için ölçü olsaydı, Hindistan, dünyadaki en zengin
Britanya Kraliçesi Victoria'nın 1837'den 1901'e kadar süren uzun saltanatı, Amerikan refah döneminde gerçekleşti.
Refah gelecek iki yıl için beklenmiyor.
Jackson hanedanından Kral I. Tom, Tatoeba'yı uzun yıllar huzur ve refah içinde yönetti.
Onlardan hayır bekleme.