Examples of using "Shanghai" in a sentence and their turkish translations:
- Biz Şanghay'da bir araya geldik.
- Biz Şanghay'da tanıştık.
- Biz Şanghay'da buluştuk.
- Biz Şanghay'da görüştük.
Shanghai'a gittin, değil mi?
Yarın Şangay'a gidiyorum.
İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.
O, trenle Shanghai'ya gitti.
Biz Pekin ve Şangay'a gideceğiz.
Şangay'da taksi ücretleri pahalıdır.
Şubatta Şangay'a dönüyorum.
Ne zamandır Şangay'dasın?
Fabio Şangay'da iki yıl yaşadı.
Biz Pekin ve Şangay'a gitmek istiyoruz.
Şangay, en çok özlediğimiz şehirdir.
Şangay'a ilk gelişimdi.
Ben iki defa Pekin'e ve bir kez de Şangay'a gittim.
Şangay dünyanın en büyük kentleri arasındadır.
Şangay dünyanın en hızlı büyüyen kentidir.
Şangay'da ne kadar yaşayacaksın?
Şangay'la karşılaştırılabilir, 13 kat daha fazla nüfusu olan bir şehirle.
Geçen sene Shanghai'dan ayrıldım ve bir daha asla geri dönmedim.
Küçük erkek kardeşi önceki gün Şanghay'a gitti.
Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
Şangay,doğunun Paris'i olarak gösterilir.
Geçen sene Şanghay'dan ayrıldım ve henüz dönmedim.
Şangay'ın nüfusu Tokyo'nunki kadar büyüktür.
Yerli Çinli insanlar Şanghay kültürünü değiştirmek için yabancılarla birlikte çalışıyorlar.
Tesla şimdi Şanghay'da büyük bir fabrikanın montajını görüşüyor.
Yüz elli bin çiftin, 2006 yılında Shanghai'da evlenmesi bekleniyor.
Mezuniyetimden sonra, Çin tarihi okumak için Şangay'a gitmek istiyorum.