Examples of using "Strained" in a sentence and their turkish translations:
rağmen, 1813
Tom sırtını zorladı.
Tom'un sabrı zorlanıyor.
Onun ağırlığı ipi gerdi.
Süzme yoğurdu beğeniyor musun?
Labne, süzme yoğurttur.
O geldiğinde ortam gerginleşti.
Çok okumaktan gözlerini zorlamıştı.
Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
Yoğurdu süzünce suyunu saklıyor musun?
Eğer ki beyninizi zaten zorlamadıysanız şu an bir yorgunluk hissetmiyeceksiniz
Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.