Examples of using "Synonymous" in a sentence and their turkish translations:
kötü sözcüğüyle eş anlamlıydı.
Çünkü fakir sakinlerin mahallelerinden edilip
- Vicdan azabı ve pişmanlık eş anlamlı değildir.
- Her pişmanlık vicdan azabı demek değildir.
Onun için, iş ve aile eşanlamlıydı.
İyi yemek, çok yemekle eş anlamlı değildir.
Dikkat! Duygusal bağlılık, aşk ile eşanlamlı değildir!
- İngiltere demek; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
- İngiltere; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
"Burada, Missisippi'de tarihi yönden polis Klanlarla eş anlamlı.
Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.