Translation of "Taro" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Taro" in a sentence and their turkish translations:

- Taro, dinner's ready!
- Taro, dinner is ready.

Taro, yemek hazır.

"Who is younger, Hanako or Taro?" "Taro is."

"Kim daha genç, Hanako mu yoksa Taro mu?""Taro."

- He is busier than Taro.
- He's busier than Taro.

O Taro'dan daha meşguldür.

Hi, I'm Taro Kawaguchi.

Merhaba, ben Taro Kawaguchi.

Taro is studying hard.

Taro, sıkı çalışıyor.

Please call me Taro.

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

He's busier than Taro.

O Taro'dan daha meşguldür.

- Taro, go and brush your teeth.
- Taro, go brush your teeth.

Taro, git ve dişlerini fırçala.

- Taro speaks English better than I.
- Taro speaks English better than me.

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

- Would you lend me a hand, Taro?
- Taro, could you help me?

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

Taro Ito was found guilty.

Taro Ito suçlu bulundu.

Taro asked after her father.

Taro babasının halini hatırını sordu.

Taro gets angry quite quickly.

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.

Taro speaks English, doesn't he?

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

He is busier than Taro.

O, Taro'dan daha meşguldür.

Taro is not always here.

Taro her zaman burada değil.

Taro died two years ago.

Taro iki yıl önce öldü.

Taro, could you help me?

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

How fast Taro can run!

Taro ne kadar hızlı koşabiliyor!

Taro, go brush your teeth.

Taro, git dişlerini fırçala.

- Taro speaks English better than I.
- Taro speaks English better than I do.

Taro İngilizceyi benden daha iyi konuşur.

That was written by Taro Akagawa.

O, Taro Akagawa tarafından yazılmış.

You can just call me Taro.

Bana sadece Taro diyebilirsin.

He is more famous than Taro.

O, Taro'dan daha ünlüdür.

Taro will come here before long.

Taro çok geçmeden buraya gelecek.

Love grew between Taro and Hanako.

Taro ve Hanako arasında aşk başladı.

Taro has a low boiling point.

- Taro oldukça çabuk öfkelenir.
- Taro çok çabuk sinirlenir.

Taro insisted that he was right.

Taro haklı olduğu konusunda ısrar etti.

Taro concentrated on memorizing English words.

Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.

Who is taller, Ken or Taro?

- Kim daha uzun boylu, Ken mi yoksa Taro mu?
- Kim daha uzun, Ken mi yoksa Taro mu?

Yesterday I played tennis with Taro.

Dün Taro ile tenis oynadım.

Taro is writing a term paper.

Taro, dönem ödevi yazıyor.

Will you lend a hand, Taro?

Bir el atar mısın Taro?

Which is taller, Ken or Taro?

Hangisi daha uzun, Ken mi Tom mu?

I played tennis with Taro yesterday.

Dün Taro ile tenis oynadım.

- Next to Taro, Jiro is the tallest boy.
- Except for Taro, Jiro is the tallest.

Taro hariç, Jiro en uzundur.

- Taro has a strong sense of responsibility.
- Taro has a really strong sense of responsibility.

Taro gerçekten güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip.

- I have known Taro for ten years.
- I have known Taro since ten years ago.

Taro'yu on yıldır tanımaktayım.

Why can Taro speak English so well?

Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?

Taro weighs no less than 70 kilograms.

Taro en az yetmiş kilo çeker.

Taro enjoys the confidence of the president.

Taro, başkanın güveninden hoşlanıyor.

Taro drew 10,000 yen from the bank.

Taro bankadan 10.000 yen çekti.

Taro had to eat dirt and resigned.

Taro tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı ve istifa etti.

I have known Taro for ten years.

On yıldır Taro'yu tanırım.

Taro bought a used car last week.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

They elected Taro captain of their team.

Taro'yu takımlarının kaptanı seçtiler.

Taro stayed in Tokyo for three days.

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

Born in America, Taro speaks good English.

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

Taro has a strong sense of responsibility.

Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

Taro ordered some English conversation textbooks from London.

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

Taro has lived in Obihiro for ten years.

Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.

Taro is the taller of the two boys.

Taro iki erkekten daha uzun boylu olanıdır.

Taro is the most famous of the three.

Taro, üçünün en ünlü olanıdır.

It seems that Taro doesn't have any girlfriends.

Görünüşe göre Taro'nun hiç kız arkadaşı yok.

Hanako and Taro went to eat some sushi.

Hanako ve Taro biraz suşi yemek için gitti.

Hello, I am Taro. Nice to meet you.

Merhaba, ben Taro. Tanıştığıma memnun oldum.

Taro is on the right side of his mother.

Taro, annesinin sağ tarafında.

Taro is very likely to pass the university entrance examination.

Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.

Taro is taller than any other boy in his class.

Taro, kendi sınıfında herhangi bir çocuktan daha uzun.

Taro was in a hurry and left his wallet behind.

Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.

Taro and Hanako are going to get married next spring.

Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.

It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.

Taro plays the guitar better than any other boy in his class.

Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.

Have you ever gotten a perfect score on a test in high school, Taro?

Sen hiç lisedeki testte mükemmel bir puan aldın mı, Taro?