Examples of using "Teenage" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un üç genç oğlu var.
Tom'un ergen bir kızı var.
Üç tane ergen kızım var.
Ergen bir kızım var.
İki tane ergen oğlum var.
Sami'nin iki ergen kızı vardı.
Genç erkek çocuklar video oyunları oynamaya bayılıyorlar.
Tom'un üç tane yakışıklı genç oğlu var.
Tom normal bir genç çocuktur.
Tom tipik bir genç çocuk.
Üç yakışıklı genç oğlum var.
Tom tipik bir genç çocuktu.
Tom ve Mary'nin genç bir kızı var.
Tom sadece sıradan bir genç çocuk.
Fadıl kendini genç bir oğlan olarak tanıttı.
Sami mi? Sadece ergenlik dönemi aşkıydı.
Mary ve Alice normal genç kızlardır.
Tom ve John normal genç erkekler.
Bunun normal bir ergenlik kaygısı olduğunu sandım
Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,
Genç aktrisin epeyce hayranı var.
Genç arkadaşlar bütün gece konuşarak ayakta kaldılar.
Sami yirmisine doğru Müslüman oldu.
olumlu bir tutum geliştirdiğimizi görüyoruz.
Bu TV gösterisi genç gebelik ve eşcinsellik konuları ele almaktadır.
bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.
riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek
Neyse ki onun için bir seyirci tarafından tamamlandı… ve seyirci, genç
Winston bir faniydi ama gençlik yıllarında Mars kolonisi Barsoom'a göç etti.