Translation of "Teens" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Teens" in a sentence and their turkish translations:

She got married in her teens.

O, onlu yaşlarında evlendi.

Tom is still in his teens.

Tom hâlâ gençlik çağlarında.

My daughter is in her late teens.

Kızım ergenlik çağının sonlarındadır.

My sister got married in her teens.

Kız kardeşim onlu yaşlarında evlendi.

Layla's problems began in her mid-teens.

Leyla'nın sorunları onlu yaşlarının ortasında başladı.

Then why are teens more vulnerable than children,

o zaman neden ergenler daha gelişmiş bir beyne

My younger sister got married in her teens.

Küçük kız kardeşim gençken evlendi.

Tom moved to Boston in his late teens.

Tom gençliğinin son zamanlarında Boston'a taşındı.

Tom moved to Australia in his late teens.

Tom geç gençliğinde Avustralya'ya taşındı.

Tom died when Mary was still in her teens.

Tom, Mary daha gencecik bir kızken öldü.

Teens are impulsive, and they love to try new things.

Gençler düşünmeden davranırlar ve yeni şeyler denemeyi severler.

Now, many teens think that these devices produce water vapor,

Birçok genç, bu cihazların su buharı ürettiğini

Now, it's no secret that teens ages 13 to 18

13 ila 18 yaş arasındaki ergenlerin çocuk ve yetişkinlere göre

Mary went over to the United States in her late teens.

Mary onlu yaşların sonlarına doğru USA'e gitti.

He was still in his teens when he founded a company.

O bir şirket kurduğunda hâlâ yeni yetmelik dönemindeydi.

I was in my early teens when I first met Tom.

Tom'la ilk tanıştığımda ergenlik yıllarımın başlarındaydım.

He could swim across the river when he was in his teens.

O gençken nehri yüzerek geçebiliyordu.

Also, not all teens in the world take risks at the same level.

Üstelik dünyadaki tüm ergenler aynı düzeyde risk almazlar.

- Teens do a lot of dumb stuff.
- Teenagers do a lot of dumb stuff.

Ergenler birçok aptalca iş yapar.

- Teens do a lot of dumb stuff.
- Teenagers do a lot of stupid things.

Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.

During my early teens, I was not always on the best of terms with my parents.

Ergenlik yıllarımın başlangıcında her zaman ebeveynlerimle aram iyi değildi.

Do you think your parents spent enough time with you when you were in your teens?

Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?

A high proportion of crime in any country is perpetrated by young males in their teens and twenties.

Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.

- Tom and Mary got married when they were in their teens.
- Tom and Mary got married when they were teenagers.

Tom ve Mary gençken evlendiler.