Translation of "Thai" in Turkish

0.033 sec.

Examples of using "Thai" in a sentence and their turkish translations:

He's Thai.

O Taylandlı.

She's Thai.

O, Taylandlıdır.

How about Thai food?

Tay yemeklerine ne dersin?

It's a Thai name.

O bir Taylandlı adıdır.

Thai is an interesting language.

Tayca ilginç bir dildir.

Tom often eats Thai food.

Tom genellikle Tay yemekleri yer.

I really miss Thai food.

Gerçekten Tayland yemeğini özlüyorum.

I've never eaten Thai food.

Ben hiç Tayland yemeği yemedim.

- Both Tom and Mary love Thai food.
- Tom and Mary both love Thai food.

Hem Tom hem de Mary, Tayland yemeklerini sever.

Tom has never eaten Thai food.

Tom hiç Tayland yiyecekleri yemedi.

We went to a Thai restaurant.

Biz bir Tayland restoranına gittik.

I don't care for Thai food.

Tayland yemekleri umurumda değil.

- Tom says he's never eaten Thai food.
- Tom says that he's never eaten Thai food.

Tom, hiç Tayland yemeği yemediğini söylüyor.

There's a nice Thai restaurant near here.

Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.

I'd like to try some Thai food.

Biraz Thai yemeği denemek istiyorum.

Have you actually ever tried Thai food?

Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi?

Thai is the official language in Thailand.

Tayca, Tayland'ın resmî dilidir.

Thai is the official language of Thailand.

Tayca Tayland'ın resmî dilidir.

Tom really likes Thai food a lot.

Tom Thai yemeğini gerçekten çok sever.

We can eat Thai or Chinese food.

Tayland ya da Çin yemekleri yiyebiliriz.

- I thought Tom might not like Thai food.
- I thought that Tom might not like Thai food.

Tom'un Tayland yemeğini beğenmeyebileceğini düşündüm.

- I eat Thai food every chance I get.
- I eat Thai food every chance that I get.

Bulduğum her fırsatta Thai yemeği yerim.

He can speak Thai as well as English.

İngilizcenin yanı sıra Tay dili de konuşabiliyor.

Sushi is OK, but I'd prefer Thai food.

Suşi iyi ama Tay yiteceğini tercih ederim.

Thai Air celebrates its 50th anniversary this year.

Tayland Hava Yolları bu yıl 50. yılını kutluyor.

Sushi is good, but Thai dishes are better.

Suşi iyidir ama Tayland yemekleri daha iyidir.

Tom asked Mary if she liked Thai food.

Tom, Mary'ye Tayland yemeğini sevip sevmediğini sordu.

- Tom told me he wanted to eat Thai food.
- Tom told me that he wanted to eat Thai food.

Tom bana Tayland yemeği yemek istediğini söyledi.

- Is this the first time you've eaten Thai food?
- Is this the first time that you've eaten Thai food?

Bu, Tayland yemeklerini ilk yiyişin mi?

My wife passed out in the Muay Thai lesson.

Karım Muay Thai dersinde bayıldı.

Sushi sounds good, but I'd rather eat Thai food.

Suşi iyi görünüyor ama Tay yiyeceğini yemeyi tercih ederim.

I can understand Thai, but I can't speak it.

Taycayı anlayabiliyorum ama onu konuşamıyorum.

My wife started practicing Muay Thai today. I'm scared.

Karım bugün Muay Thai yapmaya başladı. Tırsıyorum.

I like all sorts of Asian foods, particularly Thai food.

Her tür Asya yemeklerini severim, özellikle Tay yemeğini.

I feel bloated after eating a plate of Pad Thai.

Bir tabak Pad Thai yedikten sonra kendimi şişmiş hissediyorum.

I had never eaten any kind of Thai food, so I was pretty excited about going to a Thai restaurant with my grandmother.

Herhangi bir tür Tayland yiyeceği asla yemedim, bu yüzden büyük annemle birlikte bir Tayland restoranına gitme hakkında oldukça heyecanlıyım.

"Pad See Ew" is a Thai dish made with flat, broad rice noodles.

"Pad See Ew", Tayland mutfağına özgü, düz ve geniş kesimli bir pirinç makarnasıdır.

I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.

Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.

Thai people call their country's capital Krung Thep. If you translate this it means 'City of Angels'.

Taylandlılar ülkelerinin başkentine "Krung Thep" derler. Çevirecek olursak bu "Melekler Şehri" anlamına geliyor.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.