Examples of using "Thai" in a sentence and their turkish translations:
O Taylandlı.
O, Taylandlıdır.
Tay yemeklerine ne dersin?
O bir Taylandlı adıdır.
Tayca ilginç bir dildir.
Tom genellikle Tay yemekleri yer.
Gerçekten Tayland yemeğini özlüyorum.
Ben hiç Tayland yemeği yemedim.
Hem Tom hem de Mary, Tayland yemeklerini sever.
Tom hiç Tayland yiyecekleri yemedi.
Biz bir Tayland restoranına gittik.
Tayland yemekleri umurumda değil.
Tom, hiç Tayland yemeği yemediğini söylüyor.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
Biraz Thai yemeği denemek istiyorum.
Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi?
Tayca, Tayland'ın resmî dilidir.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
Tom Thai yemeğini gerçekten çok sever.
Tayland ya da Çin yemekleri yiyebiliriz.
Tom'un Tayland yemeğini beğenmeyebileceğini düşündüm.
Bulduğum her fırsatta Thai yemeği yerim.
İngilizcenin yanı sıra Tay dili de konuşabiliyor.
Suşi iyi ama Tay yiteceğini tercih ederim.
Tayland Hava Yolları bu yıl 50. yılını kutluyor.
Suşi iyidir ama Tayland yemekleri daha iyidir.
Tom, Mary'ye Tayland yemeğini sevip sevmediğini sordu.
Tom bana Tayland yemeği yemek istediğini söyledi.
Bu, Tayland yemeklerini ilk yiyişin mi?
Karım Muay Thai dersinde bayıldı.
Suşi iyi görünüyor ama Tay yiyeceğini yemeyi tercih ederim.
Taycayı anlayabiliyorum ama onu konuşamıyorum.
Karım bugün Muay Thai yapmaya başladı. Tırsıyorum.
Her tür Asya yemeklerini severim, özellikle Tay yemeğini.
Bir tabak Pad Thai yedikten sonra kendimi şişmiş hissediyorum.
Herhangi bir tür Tayland yiyeceği asla yemedim, bu yüzden büyük annemle birlikte bir Tayland restoranına gitme hakkında oldukça heyecanlıyım.
"Pad See Ew", Tayland mutfağına özgü, düz ve geniş kesimli bir pirinç makarnasıdır.
Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.
Taylandlılar ülkelerinin başkentine "Krung Thep" derler. Çevirecek olursak bu "Melekler Şehri" anlamına geliyor.
Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.