Examples of using "Therefore" in a sentence and their turkish translations:
Bu yüzden
Düşünüyorum, öyleyse varım.
bu sebeple gerçekleşme sebeplerini
dolayısıyla haber değerleri vardır.
Tüketiyorum, öyleyse varım.
- Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
- Bence bu nedenle Tanrı var.
Sanırım, bu yüzden kaçarım.
Çeviri yapıyorum, öyleyse varım.
Düşünüyoruz, öyleyse varız.
- Onlar düşünmüyor, öyleyse yoklar.
- Düşünmüyorlar, öyleyse yoklar.
dolayısıyla rüzgar esmiyordu
Her şey geçicidir ve bu nedenle üzücüdür.
ve bu yüzden güvenli olduğunu düşünüyor.
önemli bir tarihi sapma olmuştur.
Düşünmüyorum; öyleyse yokum.
Çeviri yapmıyorum öyleyse yokum.
Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.
Bu nedenle, maliyetin düşürülmesi gereklidir.
ve dünyanın ilerlemesine nasıl katkıda bulunacağımızı anlamaya çalışıyorum.
Artık seni sevmiyorum; bu yüzden üzgünüm.
Tanrı her yerde olamazdı. Bu yüzden anneleri yarattı.
Önce o geldi. Bu nedenle iyi bir koltuk aldı.
İngiltere'de doğmuş ve bu nedenle İngilizce konuşuyor.
bu nedenle de talep ve arz hala bir şekilde dengede.
O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.
O gitti, bu yüzden Mary bu cümlede yalnız kaldı.
Düşünmek zordur ve bu yüzden birçok insan sadece hüküm verir.
Bu sabah uyuya kalmışım, bu yüzden kahvaltımı yemedim.
İtalya'da doğdum, bu nedenle çok yakışıklıyım.
Her şey insanın ellerinde. Bu yüzden onları sık sık yıka.
Tom, Tatoeba'nın en kutsal "simgelerinden" biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.
Dedikoduyu sever,bu nedenle çok düşmanı var.
Sakalı var ve bu yüzden tıraş olmaya ihtiyaç duymaz.
Onlar artan bir nüfusa sahip, bu yüzden çok daha fazla yiyeceğe ihtiyaçları var.
O tamamen siyahtı ve bu nedenle Tango the Black Cat deniliyordu.
Bütün insanlar ölümlüdür. Sokrates bir insandır. Bu nedenle Sokrates ölümlüdür.
Bunun için bugün burada, TEDxVienna'da bu sanat türüne olan ilgim hakkında
O bugün parmağını kesti, bu nedenle çok iyi piyano çalamaz.
İyi bir seviyede olmadığımın farkındayım; bu yüzden, daha fazla pratik yapmam gerekiyor.
Bazen Paris beni tüketir fakat sık sık Brüksel beni sıkıyor. Bu nedenle, ben ikisi arasında yaşıyorum.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
Ve bu nedenle, yelken açarken, insanın şimdiye kadar çıktığı en tehlikeli, tehlikeli
Bu yüzden planı Kartaca'nın filosuna sersemletici bir darbe vurmak veyahut en azından harekat kabiliyetini kısıtlamak.
Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.
Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.
Bu sebeple, Komite'nin "Parlamento'nun Görünmez Üyeleri" hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.
Altmışlık sayı sistemi Babil devletinde uygulandı, bunun sonucunda bir saatte 60 dakika ve günde 24 saat var.
Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.
Satrançta tahta üzerinde aynı konum üç kez oluşursa oyun berabere biter.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.
Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.
Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."
Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacağım. Yeryüzünde aylak dolaşacağım. Beni kim bulsa öldürecek.
Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.
Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim."
Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.