Examples of using "Ticklish" in a sentence and their turkish translations:
Tom kolayca gıdıklanmaz.
- Ben alınganım.
- Gıdıklanırım.
Tom gıdıklanabilir.
Tom gıdık alıyor.
Sen gıdıklanır mısın?
Solucanlar gıdıklanır mı?
Tom hassas olduğunu söyledi.
Tom gıdıklandığımı biliyor.
Tom Mary'nin hassas olduğunu söyledi.
Tom çok hassas.
Sen hassassın, değil mi?
Tom'un gıdıklandığını biliyorum.
- Tom bana gıdıklandığını söyledi.
- Tom gıdık aldığını söyledi bana.
- Tom Mary'nin hassas olmadığını söyledi.
- Tom, Mary'nin dıdıklanır olmadığını söyledi.
Tom Mary'nin hassas olmadığını söyledi.
- Tom Mary'nin gıdıklanır olduğunu söyledi.
- Tom Mary'nin gıdıklandığını söyledi.
Tom hassas olduğunu söyledi.
Tom'un gıdıklanıp gıdıklanmadığını bilmiyorum.
Ben gıdıklanırdım.
Hassas olduğunu söyledi
- Dizlerimin arkasından gıdıklanıyorum.
- Dizlerimin arkasından gıdık alıyorum.
- Tom bana hassas olduğunu söyledi.
- Tom bana gıdıklandığını söyledi.
Tom'un gıdıklanıp gıdıklanmadığını merak ediyorum.
Tom Mary'ye gıdıklandığını söyledi.
Tom Mary'nin çok gıdıklandığını söyledi.
Tom çok hassas olduğunu söyledi.
Tom gerçekten gıdıklanır olduğunu söyledi.
Tom Mary’ye John’un gıdıklamadığını düşündüğünü söyledi.