Examples of using "Waitress" in a sentence and their turkish translations:
Bayan garson var.
İyi bir garsonsun.
Mary bir garsondu.
Mary bir garson.
Garson nerede?
Tom garsona bahşiş verdi.
Sen bir garson değilsin, değil mi?
Garson çay servis etti.
Tom garsonla flört etti.
Tom garsona gülümsedi.
Mary iyi bir garson.
Bu senin garson ünüforman.
Leyla bir kokteyl garsonudur.
Hoş bir garson bize hizmet etti.
Garson bana kahve getirdi.
Menü için garsona sor.
Garson beni bir gülümseme ile karşıladı.
Çok tatlı bir garson tarafından karşılandık.
Dan, Linda'nın garsona bağırdığını duydu.
Tom garsona çok kaba davrandı.
O doğru. Japoncadaki "uetoresu" İngilizcede hem "waitress" hem de "weightless" sözcüklerinin karşılığıdır. Ancak "waitress" daha yaygın bir anlamdır.
Garsonun dürüstlüğü dedektifi şaşırttı.
Tom garson kızdan şarap listesini istedi.
Tom garsona otuz dolarlık bir bahşiş verdi.
Tom garson kızdan kahvesini yeniden doldurmasını istedi.
O doğru. Japonca'daki ウエートレス, İngilizce'deki hem "waitress" hem de "weightless" sözcüklerinin karşılığıdır. Ancak "waitress" daha yaygın bir anlamdır.
"Sue size çok kızgın," yeni garson kız söyledi.
Mary yerel bir kafede bir garson olarak çalışıyor.
O bir kumarhanede kokteyl garsonu olarak çalıştı.
Garson masaya beyaz bir masa örtüsü koydu.
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
Bir garson geldi ve onlara ne istediklerini sordu.
Garsonun bana bir pipet getirmesini ister misin?
Mary Park Caddesindeki bir restoranda bir garson olarak çalışmaktadır.
Bize lokantada hizmet eden garson bitkin ve stresli idi.
- Garson önümde bir bardak meyve suyu hazırladı.
- Garson önüme bir bardak meyve suyu koydu.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.
O şu anda bir garson olarak çalışıyor ama daha iyi bir iş arıyor.
"Garson, bu sinek çorbamda ne yapıyor?" "Bana sırtüstü yüzecek gibi geliyor, bayım!"