Translation of "Warmth" in Turkish

Warmth, food, and safety.

Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.

There is warmth in numbers.

Birlikten sıcaklık doğar.

- I can remember the warmth of her hands.
- I remember the warmth of her arms.

Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.

- I can remember the warmth of her hands.
- I can remember the warmth of his hands.

Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.

Now, any extra body warmth is welcome.

Artık ekstra her vücudun sıcaklığı hoş karşılanıyor.

The warmth after the chills intoxicated us.

Titremelerden sonraki sıcaklık bizi mest etti.

I remember the warmth of his arms.

Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.

The warmth of their welcome made me happy.

Onların sıcak karşılamaları beni mutlu etti.

I can remember the warmth of her hands.

Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.

It was the warmth that I missed the most.

Bu en çok özlediğim sıcaklıktı.

She felt the warmth of the sun on her skin.

Güneşin sıcaklığını teninde hissetti.

He felt the warmth of the sun on his skin.

Cildi üzerinde güneşin sıcaklığını hissetti.

Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.

Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.

There was a large stove that gave lovely warmth and coziness.

Güzel sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.

Decomposing autumn leaves provide a little humidity and warmth during the day.

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

In other words, reliability is impossible unless there is a natural warmth.

Diğer bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece, güvenilirlik mümkün değildir.

You know, my jacket's important to me. That's where I keep my core warmth.

Ceketim benim için önemli. Burası bedenimi sıcak tuttuğum yer.

For the first time in three months, the bears feel the warmth of the sun.

Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.

A mother puma and her four young cubs make the most of the warmth before nightfall.

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.