Translation of "Yellow" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Yellow" in a sentence and their turkish translations:

- They are yellow.
- They're yellow.

- Onlar sarı.
- Onlar korkak.

- Flowers are yellow.
- The flowers are yellow.

Çiçekler sarıdır.

- I like the colour yellow.
- I like yellow.

Ben sarı renkten hoşlanırım.

Flowers are yellow.

Çiçekler sarı.

Bananas are yellow.

Muzlar sarıdır.

Yolks are yellow.

Yumurta sarısı sarıdır.

- There is a yellow rose.
- There's a yellow rose.

Bir sarı gül var.

The sand is yellow, and also the sun is yellow. The sand and the sun are yellow.

Kum sarıdır, ve güneş de sarıdır. Kum ve güneş sarıdır.

The leaves are yellow!

Yapraklar sarı!

A banana is yellow.

Bir muz sarıdır.

There's a yellow rose.

Sarı bir gül var.

We have yellow apples.

Sarı elmalarımız var.

Go to yellow alert.

Sarı alarma gidin.

These are yellow flowers.

Onlar sarı çiçek.

Ripe bananas are yellow.

- Olgun muzlar sarıdır.
- Olgun muzun sarı rengi vardır.

The car is yellow.

Araba sarıdır.

That chalk isn't yellow.

O tebeşir sarı değildir.

The flower is yellow.

Çiçek sarıdır.

The lemon is yellow.

Limon sarıdır.

The leaves are yellow.

Yapraklar sarı!

His teeth are yellow.

Dişleri sarı.

The fruit is yellow.

Meyve sarıdır.

Is this apple yellow?

Bu elma sarı mı?

- You're yellow.
- You're chicken.

Sen korkaksın.

The cheese is yellow.

- Peynir sarı.
- Peynir sarıdır.

The book is yellow.

Kitap sarı.

The sun is yellow.

Güneş sarıdır.

Which fruit is yellow?

Hangi meyve sarıdır?

Here's a yellow rose.

İşte sarı bir gül.

The grass is yellow.

Çim sarıdır.

This banana is yellow.

Bu muz sarıdır.

Its color is yellow.

Onun rengi sarı.

The flowers are yellow.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.

- He lives in the yellow house.
- He lives at the yellow house.

O, sarı evde yaşar.

Hopping along the yellow road..."

Sarı yol boyunca sekiyor... "

Shades of yellow and green

Sarı ve yeşilin tonları

I'll take the yellow one.

Ben sarı olanını alacağım.

This is a yellow rose.

Bu sarı bir gül.

I love my yellow sweater.

Ben sarı kazağımı seviyorum.

There's a yellow rose there.

Orada sarı bir gül var.

Look through the yellow pages.

Sarı sayfalara bir göz at.

There's also a yellow one.

Sarı bir tane de var.

It looked yellow to me.

O bana sarı görünüyordu.

Why's the yellow light flashing?

Neden sarı ışık parlıyor?

Leaves yellow in the fall.

Yapraklar sonbaharda sararır.

I only buy yellow cars.

Ben sadece sarı araba satın alırım.

The cheese is not yellow.

Peynir sarı değildir.

The leaves are turning yellow.

Yapraklar sararıyor.

The grass is too yellow.

Çim fazla sarıdır.

This blue thing isn't yellow.

Bu mavi şey sarı değil.

Why are taxis usually yellow?

Taksiler neden genelde sarı renkte?

They painted the window frames yellow.

Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

My heart is green and yellow.

Kalbim yeşil ve sarıdır.

He lives in the yellow house.

O, sarı evde yaşıyor.

My son's rubber duck is yellow.

Oğlumun lastik ördeği sarı renklidir.

They painted their house bright yellow.

Evlerini parlak sarıya boyadılar.

How many yellow flowers are there?

Kaç tane sarı çiçek var?

He lives in that yellow house.

O, şu sarı evde yaşıyor.

All of the balls are yellow.

Tüm toplar sarı.

Tom owns a yellow sports car.

Tom'un sarı bir spor arabası var.

None of the balls are yellow.

Toplardan hiçbiri sarı değil.

Don't you like my yellow scarf?

Sarı eşarbımı beğenmiyor musunuz?

Mary is wearing a yellow dress.

Mary sarı bir elbise giyiyor.

My friend bought a yellow car.

- Arkadaşım sarı bir araba aldı.
- Arkadaşım sarı bir araba satın aldı.

This is not yellow; it's green.

Bu sarı değil, yeşil.

The boy is picking yellow flowers.

Oğlan sarı çiçekleri topluyor.

I own a yellow sports car.

Sarı bir spor arabam var.

He owns a yellow sports car.

Onun sarı bir spor arabası var.

She owns a yellow sports car.

Onun sarı bir spor arabası var.

Mary owns a yellow sports car.

Mary sarı bir spor arabaya sahip.

We own a yellow sports car.

Sarı bir spor arabaya sahibiz.

They own a yellow sports car.

Onlar sarı bir spor arabaya sahip.

Nothing is yellower than yellow itself.

Hiçbir şey yeşilin kendisinden daha yeşil değildir.

Some of the balls are yellow.

Toplardan bazıları sarı.

The apple is red and yellow.

Elma kırmızı ve sarıdır.

In autumn the leaves turn yellow.

Sonbaharda yapraklar sararır.

Do you like the yellow colour?

Sarı rengi seviyor musun?

Tom painted the window frames yellow.

Tom pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

- Mother bought my brother a yellow umbrella.
- My mother bought my brother a yellow umbrella.

Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

And it looks pretty old, off-yellow -

ve oldukça eski görünen sarımsı bir şey -

Who's the girl in a yellow raincoat?

- Sarı yağmurluk giyen kız kim?
- Sarı yağmurluklu kız kim?

The leaves of the tree turned yellow.

Ağacın yaprakları sarardı.

She's standing next to the yellow house.

O, sarı evin yanında duruyor.

The birch leaves have already turned yellow.

Huş ağacı yaprakları zaten sarardı.