Examples of using "You don’t" in a sentence and their turkish translations:
Hatırlamıyorsanız...
Bunun Suudı petrolü mü, Kanada petrolü mü olduğunu bilemezsin ve... umursamazsın da.
yanmamak için,
Eğer istemediğin bir şeyin olacağını umuyorsan
Dakik olmak zorunda değilsin.
Bunu görmüyorsunuz. Dünya değişiyor.
Sen kedilerden hoşlanmıyorsun ve bu doğru değil.
Eğer daha fazla egzersiz yapmazsan, sağlıksız olacaksın.
Köpeğini her gün yıkamıyorsun, değil mi?
Eğer bilmiyorsanız, endişelenmeyin, bu çoğunlukla olur.
Hayatta, risk almazsanız her şeyi riske atarsınız.
İstediğin şeyi elde edemeyeceğini düşündüğünde ise
Teşhis koymazsanız tedavi yapamazsınız. Önce teşhis koyacaksınız.
o halde abone ol butonuna basın.
İsteklerine göre davranmadığında kendini oyunun dışına atarsın.
Benim gibi müzik teorisinden hiç anlamıyorsanız
Teksas'ta bu gereklilikler yok herhangi biri
Bir banka ona ihtiyacın olmadığını kanıtlayabilirsen sana borç para verecek bir yerdir.