Examples of using "Kuule" in a sentence and their turkish translations:
Onu duymuyor musun?
Dinle yardımına ihtiyacım var.
Seni duyamıyorum.
- Seni çok iyi duyamıyorum.
- Sizi çok iyi duyamıyorum.
Dinle.
Seni duyamazlar.
Dinle...
Ne? Ne dediğini duyamıyorum.
Ağlamanın yararı yok. Hiç kimse seni duymaz.
Beni burada durdurma.
Bağırıyorum fakat kimse beni duymuyor.
Ve biliyor musun? Çok yazık... Uruguay'ı kaybediyor olmaları çok yazık.
Lütfen yüksek sesle konuşur musun? Seni duyamıyorum.
Ne dedin? Seni duyamıyorum.
Bir tefeciden ödünç para alsaydın bir aptal olurdun.
Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab, tek Rab'dir.
Ağzına dikkat et.
"Niye bu kadar havalısın sen?" "Böyle doğmuşum."
Dinle, iyi bir haberim var.
Gitme zamanı.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.
- Seni ilgilendirmez.
- Kendi işine bak!
Şeridinde kal.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
Soçi Olimpiyatları sırasında, Kobukuro tarafından bestelenen tanıtım şarkısı büyük bir hit oldu. Herkes onu duymuştur eminim. Ama şimdi üç ay oldu. Biz artık o şarkıyı dinlemiyoruz, değil mi?
- Sizi ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez!
- Sana ne.
Kendi işine bak.