Examples of using "Olleen" in a sentence and their turkish translations:
Dışişleri Bakanı, savaşın kaçınılmaz olduğunu söyledi.
O gençken fakirmiş gibi görünüyor.
Tom, Mary'nin haklı olduğunu fark etti.
Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.
Onun ölümü cinayet olarak nitelendirildi.
Onun gençken çok yoksul olduğu söyleniyor.
Bazıları onun, gençliğinde bir müzisyen olduğunu söylüyor.
Tom burada olduğunu bana söylemedi.
Gazetedeki bir duyuru vasıtasıyla kaybolan köpeğimi buldum.
Tom, Mary'nin Boston'lu olduğunu söyledi.
Birinin haklı diğerinin hatalı olduğunu gerçekten söyleyebileceğimizi sanmıyorum.
Tom öldüğümü düşündüğünü söyledi.
Dışişleri Bakanı, savaşın kaçınılmaz olduğunu söyledi.