Examples of using "Puu" in a sentence and their turkish translations:
Ağaç yanıyor.
Ağaç nerede?
Ağaca dikkat!
- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.
Ağaç düştü.
Ahşap yanar.
Ağaç tayfunda devrildi.
Üç ağaç rüzgarda eğildi.
O ağacı kes.
Bu ağaç kaç yaşında?
Tırmanacak ağaç kalmadı.
Ağaç çok uzadı.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
Bir ağaç meyvesinden tanınır.
Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?
Bu ağaç harika bir gözlem noktası.
Bu ağaç oldukça iyi olabilir.
Bunun ne tür ağaç olduğunu biliyor musun?
Bu ağaç birçok iyi meyve verir.
Bu ağaç diğerlerinden daha büyük.
Ama tek bir tanesi bir milyon incir üretebilir.
Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.