Examples of using "Varaa" in a sentence and their turkish translations:
Ona gücüm yetmez.
Buna gücümüz yeter mi?
- Buna gücümüz yeter mi?
- Bunu göze alabilir miyiz?
İlerleme için her zaman yer var.
Onu göze alamayız.
Onu şimdi göze alabilir miyiz?
Biz hataları göze alamayız.
Bütün buna gücümüz yeter mi?
Yeni bir araba alabilir miyiz?
Her zaman ilerleyebiliriz.
Tom'un her ikisine gücü yetmez.
Ben bir araba almayı göze alamam.
O bunu göze alamazdı.
Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
- Kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.
- İkinci el araba almaya param yetmez.
Biz artık bunu göze alamayız.
Yeni bir araba için parası yok.
Bir araba satın almaya gücüm yetmez.
Tom'un o tür bir bilgisayara gücü yetmez.
Tom'a verecek paramız yok.
Onu satın almaya gücün yetemez, değil mi?
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
- Biz bunu göze alamayabiliriz.
- Buna paramız yetmeyebilir.
O, yeni bir araba almayı göze alamaz.
Eğer param yetse elektrikli bir araba satın alırım.
Sadece ikinci el bir araba almayı göze alabilirim.
Belki Tom bileti almayı göze alamadı.
Bunu karşılayabileceğimi sanmıyorum.
Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.
- Sana göze alabileceğimiz en iyi avukatı tutacağız.
- Sana, gücümüzün yettiği en iyi avukatı tutacağız.
Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!
Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!
Böyle pahalı bir eve kimin gücü yeter?
Kullanılmış bir araba bile almaya gücüm yetmez.
İhtiyacımız olan her şeyi almaya gücümüz yetmedi.
Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.
Bir televizyon seti istiyorum, ama bir tane satın almaya param yetmez.
Tom Mary'nin istediği şeyi satın almayı göze alamadı.
Bir bilgisayar alabilmem için biraz para kazanmak zorundayım.
Tom alışkın olduğu şekilde daha fazla yaşamayı göze alamaz.
Rusçamın hâlâ iyi olmadığını biliyorum fakat kaydettiğim ilerlemeden oldukça mutluyum.
Tom neredeyse her gün dışarıda yemek yerdi ama artık gücü yetmiyor.