Examples of using "épicé" in a sentence and their turkish translations:
Tom sıcak köriyi sever.
Fazla baharatlı değil mi o?
Bu köri çok acı.
Bu benim için çok baharatlı.
Elinden geldiği kadar onu baharatlı yap.
Ben eskisi gibi baharatlı yemek yiyemiyorum.
Bir yemek sıcak olmadan baharatlı olabilir.
Tom ve Mary John'un akşam yemeği için hazırladığı baharatlı yemeği yemediler.