Examples of using "Cruel" in a sentence and their turkish translations:
- O acımasız.
- O zalim.
Tom acımasızdı.
Tom zalimdir.
O, zalim bir adamdır.
Bu zalim bir dünya.
Dünya zalim.
Elveda, acımasız dünya.
O acımasız bir adamdı.
Kaplan kadar zalimsin.
Kader bazen acımasızdır.
Zalim bir adam bir kırbaçla köpeği dövdü.
O zalim ve kalpsiz.
Canavarın gülüşü zalimdi.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
Nisan ayı en acımasız aydır.
Dan katı yürekli görünmek istemiyor.
Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.
Acımasız olmaktan vazgeç.
- Tom'a yaptığın şey acımasızcaydı.
- Tom'a yaptığın korkunçtu.
- Sen acımasızsın.
- Sen zalimsin.
Dünya acımasız.
Neden dünya bana karşı çok acımasız?
Hayvanlara karşı zalim olmayın.
Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
Zalim Peter, Adil Peter olarak da bilinir.
Bu gerçekten oldukça acımasız ya da acımasız bir mizah türüdür.
Bence bir kediyi evde tutmak acımasızcadır.
Ölümden korkmak, ölmekten daha acımasızdır.
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?
Norveç Kralı olarak Harald 'sert hükümdar' cesur, acımasız ve iyimserdi… ve