Examples of using "Farine" in a sentence and their turkish translations:
Unu rafın üstüne koy.
Un ekmeğe dönüştürülür.
Un buğdaydan yapılır.
Un buğdaydan yapılır.
İki yumurtayla çiçeği karıştır.
Bir paket un bir kilogram ağırlığındadır.
Un olmazsa ekmek olmayacak
O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.
Yılda yaklaşık iki milyon poundluk un ihraç ediliyor.
Ekmek undan yapılır.
Biz çok benzeriz.
Bize bu pastayı yapmak için un, şeker ve yumurta gerekir.
Kandırıldım.
Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
Ekmek yapımında un, su ve genellikle maya kullanılır.
Bu pastayı yapabilmek için una, suya ve yumurtaya ihtiyacımız var.
Ekmek un, su ve maya'dan yapılır.
Biri un, süt ve yumurtayla kek yapabilir.
"Unu ölçüyle mi koyayım?" "İstersen göz kararı da koyabilirsin."
Büyükannem hamur yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
Korona virüsü yüzünden üretilemeyen buğday sonucu un olmayacak