Examples of using "Laissée" in a sentence and their turkish translations:
O onu öpmesine izin verdi.
Onun gitmesine izin verdi.
Onlar onu onunla evlendirdiler.
O onu kasabada bıraktı.
O onu tamamen yalnız bıraktı.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
Kapı açık bırakıldı.
Sorun askıda bırakıldı.
- İspat okuyucuya bırakılmıştır.
- Tanıt okuyucuya bırakılmıştır.
Tom onu bıraktı.
Kızlardan biri arkada bırakıldı.
Beni terk etti.
Bu sayfa kasten boş bırakılmıştır.
Gitmesine izin verdi.
Ben onu kilitlemeden bıraktım.
Anahtar odada bırakıldı.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
bu arkasında bıraktığı ize ise koma diyoruz
Bir çift eldiven takside bırakıldı.
Sen benim bitirmeme izin vermedin.
Onu masanın altında bıraktılar.
Ben bir çanta taşıdım ama diğeri geride kaldı.
Gitmeme izin verdiler.
Gitmeme izin verdi.
Gitmeme izin verdi.
Beni yakalamana izin verdim.
Yere yıkmana izin verdim.
Caddede büyük bir şarap varili düşürüldü ve kırıldı.
Ben sadece biraz kendimden geçtim.
Sanırım ben sadece kendimden geçtim.
"Tom buraya nasıl girdi?" "Açık bıraktığın pencereden geldi."
Kendisini Beatles dinlemeye öylesine kaptırmıştı ki onunla olan randevusunu kaçırdı.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
Tom Mary'nin sorusuna cevap vermeme izin vermedi.
- Gitmeme izin verdi.
- O, gitmeme izin verdi.
Birkaç yaş daha büyük olsaydım, onlar bara girmeme izin verirdi.
Annenin gitmene izin vermesine inanamıyorum.
Sana yeterince zaman verdim mi?