Examples of using "Pointé" in a sentence and their turkish translations:
Bill partiye gelmedi.
Ona kameramı gösterdim.
Öğretmen tahtaya işaret etti.
Sadece üyelerin üçte biri toplantıya geldi.
Öğretmen parmağıyla beni işaret etti ve onunla gelmemi istedi.
Öğretmen eliyle beni işaret etti ve kendisini takip etmemi söyledi.
Tom silahını Mary'ye doğrulttu ve ona kıpırdamamasını söyledi.
Adam polise bir silah doğrulttu.
Onu partiye davet ettik ama gelmedi.