Examples of using "Vécut" in a sentence and their turkish translations:
O mutlu bir hayat yaşadı.
O uzun bir ömür yaşadı.
Mutsuz bir hayat sürdü.
Olgun bir yaşa kadar yaşadı.
O kırsal bir yerde tek başına yaşadı.
O, yıllarca yurt dışında yaşadı.
Tom Japonya'da on yıl yaşadı.
Napolyon, Elba adasında sürgünde yaşadı.
O, bütün hayatı boyunca onunla birlikte yaşadı.
Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.
Onun büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.
O, karısı öldükten sonra birçok yıl daha yaşadı.
O, seksen yaşına kadar yaşadı.
Napolyon'un yenilgisinin ardından 1819'a kadar sürgünde yaşayan Soult,
- O, bütün hayatı boyunca onunla birlikte yaşadı.
- Ömrünü onunla geçirdi.
O, orada yalnız yaşadı.
- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.