Examples of using "Ausgeliehen" in a sentence and their turkish translations:
Onu ödünç almıştım!
Ben bir masa ödünç aldım.
Tom bana üç kitap ödünç verdi.
Tom Mary'den üç kitap ödünç aldı.
Onları kasaba kütüphanesinden ödünç aldım.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
Bu sabah Tom'un telefonunu ödünç aldım.
Emanet aldığım bıçağı geri verdim.
Kütüphaneden üç kitap ödünç aldım.
Tom video mağazasından bir film kiraladı.
En son ne zaman kütüphaneden ödünç kitap aldın?
Bana ödünç verdiğin kitabı kaybettim.
Mary bana sormadan giysilerimi aldı.
Bana ödünç verdiğin bu kitap gerçekten ilginçti.
Ben onu çalmadım. Sadece onu ödünç aldım.
Mary onun dizüstü bilgisayarını sormadan aldığı için Tom kızgın.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.
Bu karikatürü onun ablasından ödünç aldım.
Benden bir kitap ödünç aldılar.