Translation of "Blind" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Blind" in a sentence and their turkish translations:

- Liebe macht blind.
- Liebe ist blind.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

- Bist du blind?
- Sind Sie blind?

Kör müsün?

- Liebe macht blind.
- Die Liebe macht dich blind.

Aşk seni kör yapıyor.

Tom ist blind.

Tom kördür.

Ich bin blind.

Ben körüm.

Liebe macht blind.

Aşk kör eder.

- Das arme Mädchen wurde blind.
- Das bedauernswerte Mädchen wurde blind.

Zavallı kız kör oldu.

- Glaubt ihr, ich sei blind?
- Glauben Sie, ich sei blind?

Kör olduğumu mu düşünüyorsunuz?

Sie wurde blind geboren.

O âmâ olarak doğdu.

Ich muss blind sein.

Kör olmalıyım.

Ist deine Tochter blind?

Senin kızın kör mü?

Tom wurde blind geboren.

Tom doğuştan kördü.

Tom war fast blind.

Tom neredeyse kördü.

Ich bin nicht blind.

Ben kör değilim.

Die Gerechtigkeit ist blind.

Adalet kördür.

Sind Sie wirklich blind?

Gerçekten kör müsün?

Das Glück ist blind.

Körü körüne mutluluk.

Maria wurde blind geboren.

Mary kör olarak doğdu.

Ist dein Sohn blind?

Senin oğlun kör mü?

Ich bin fast blind.

Ben neredeyse körüm.

Diese Frau ist blind.

Bu kadın kör.

- Würdest du lieber blind oder taub sein?
- Wärst du lieber blind oder taub?
- Wärt ihr lieber blind oder taub?
- Wären Sie lieber blind oder taub?

Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?

- Ihr rechtes Auge ist blind.
- Sie ist auf dem rechten Auge blind.

- Onun sağ gözü kördür.
- Sağ gözü kördür.

Ich möchte nicht blind werden!

Kör olmak istemiyorum!

Du bist blind vor Liebe.

Senin aşktan gözün kör olmuş.

Er ist blind vor Liebe.

Onun aşktan gözü kör olmuş.

Sie ist blind vor Liebe.

Onun aşktan gözü kör olmuş.

- Sie erblindete.
- Sie wurde blind.

O kör oldu.

Man sagt, Liebe mache blind.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Ich bin blind, nicht taub.

Ben sağır değil körüm.

Tom wurde nicht blind geboren.

Tom doğuştan kör değildi.

Die Liebe macht dich blind.

Aşk seni kör yapıyor.

Er war blind vor Liebe.

O aşk tarafından kör edildi.

Tom ist blind vor Wut.

Tom'un öfkesinden gözü karardı.

Tom ist blind, nicht wahr?

Tom kör, değil mi?

Glaubst du, ich sei blind?

Kör olduğumu mu düşünüyorsun?

- Das Mädchen ist von Geburt an blind.
- Das Mädchen ist seit ihrer Geburt blind.

Kız doğuştan kör.

Er ist auf einem Auge blind.

- Onun bir gözü görmüyor.
- Onun bir gözü kör.

Er war blind von Geburt an.

O doğuştan kördü.

Tom ist seit seiner Geburt blind.

Tom doğduğundan beri kör.

Er war auf einem Auge blind.

- Bir gözü kördü.
- Bir gözce kördü.

Sie war blind, taub und stumm.

O, kör sağır ve dilsizdi.

Man sagt, Homer sei blind gewesen.

Homeros'un kör olduğu söyleniyor.

Er ist blind wie ein Maulwurf.

O bir köstebek kadar kördür.

Helen Keller war blind und taub.

Helen Keller kör ve sağırdı

Toms Urgroßvater war seit Geburt blind.

Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

Tom ist auf einem Auge blind.

Tom'un bir gözü kör.

Die Liebe hat dich blind gemacht.

Aşk seni kör etti.

Tom und ich sind beide blind.

Tom ve ben ikimiz de körüz.

Ich weiß, dass Tom blind ist.

Tom'un kör olduğunu biliyorum.

Helen Keller war blind, taub und stumm.

Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.

Der Hund ist auf einem Auge blind.

Köpeğin bir gözü kör.

Vor seinem Tod war er fast blind.

Ölmeden önce, o neredeyse görme özürlüydü.

Er ist auf dem rechten Auge blind.

Sağ gözü kördür.

Liebe ist nicht blind, sondern geistig zurückgeblieben.

Aşk kör değildir, o engellidir.

Tom ist nicht von Geburt an blind.

- Tom kör doğmadı.
- Tom doğuştan kör değildi.

Maria und Julia sind alle beide blind.

Hem Mary hem de Julia görme engelli.

Toms Urgroßvater war von Geburt an blind.

Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

Ich hatte einen Nachbarn, der blind war.

Kör olan bir komşum vardı.

Der alte Mann ist auf einem Auge blind.

Yaşlı adamın bir gözü kördür.

Liebe ist blind und so auch der Hass.

Aşk kördür. Nefret de kördür.

Dieser Mann ist seit mindestens fünf Jahren blind.

- Bu adam en az beş yıldır görme özürlüdür.
- Bu adamın en az beş yıldır gözleri görmüyor.

Wie können die Leute nur so blind sein?

İnsanlar nasıl bu kadar kör olabilir?

- Er wurde durch den Unfall blind.
- Er erblindete durch den Unfall.
- Er ist durch den Unfall erblindet.
- Er ist durch den Unfall blind geworden.
- Er wurde infolge des Unfalles blind.

Kaza nedeniyle kör oldu.

Sie kann sehen, während das Guanako nahezu blind ist.

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

Und jetzt stell dir vor, sie sind alle blind

ve şimdi hepsinin kör olduğunu düşünün

Ohne seine Brille ist er blind wie eine Fledermaus.

O, gözlükleri olmadan bir yarasa kadar kördür.

Tom wurde durch einen Unfall auf einem Auge blind.

Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.

Simone George: Als ich Mark traf, war er nur blind.

Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.

Es wäre besser, blind zu sein, als das zu sehen.

Bunu görmektense kör olmak daha iyi olurdu.

Das Prinzip „Auge um Auge“ macht die ganze Welt blind.

Göze göz düşüncesi bütün dünyayı kör edecek.

Wissenschaft ohne Religion ist lahm, Religion ohne Wissenschaft ist blind.

Dinsiz bilim topal, bilimsiz din ise kördür.

Es ist so düster, dass Menschen so gut wie blind sind.

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

Um ihn ist nur Dunkelheit. Er ist von Geburt an blind.

Etrafı karanlıkla kaplı. O, doğuştan kör.

Ihre Augen sind unter Haut und Fell verborgen. Sie ist völlig blind.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Die Mütter sagten früher ihren Söhnen, dass sie vom Onanieren blind würden.

Anneler oğullarına mastürbasyon yaparlarsa kör olacaklarını söylerdi.

Du musst blind wie ein Maulwurf sein, wenn du es nicht sehen konntest.

Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.

Jane ist fett, primitiv und raucht zu viel. Aber Ken findet sie liebenswert und bezaubernd. Darum sagt man auch: Liebe macht blind.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.