Examples of using "Ehre" in a sentence and their turkish translations:
- Sezar'ın hakkı Sezar'a.
- Yiğidi öldür, hakkını yeme.
Atalarını onurlandır!
Bu bir onur.
Bu o kadar inanılmaz bir ayrıcalıktı ki
Onurunu kaybetti.
Bu bizim için bir onurdur.
Onur hak ettiğimden daha fazlasıdır.
Kiminle müşerref oluyorum?
Sen onur ve ölüm arasında seçim yapmak zorundasın.
Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.
Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ
O, ülkemiz için bir onurdur.
Sizinle tanışmak büyük bir onur.
Onurumu savunduğun için teşekkürler.
Sizinle tanışmak büyük bir onurdur.
Onunla tanışmak şerefine nail olmadım.
Sizinle tanışmaktan onur duydum.
Sizinle tanışmak bir onurdur.
Ben başkanın varlığı ile son derece onur duyuyorum.
En ön sırada oturma şerefine nail oldum.
Hoş geldin prenses. Tekrar bizimle olman bir onurdur.
Ne kadar tehlike, o kadar onur.
Başkan seçilmem büyük bir onur.
Fransızlar sadece milli onurlarını kirleten yabancılar değillerdi
Daha sonra Üçüncü Kolordu'ya Berlin'e giren ilk birlikler olma şerefini verdi.
Sizi evimde burada bulmanın beklenmedik onurunu neye borçluyum?
Seni gördüğüme memnun oldum.