Translation of "Emily" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Emily" in a sentence and their turkish translations:

- Emily ist Schülerin.
- Emily ist Studentin.

Emily bir öğrencidir.

Emily weint.

Emily ağlıyor.

Emily war überrascht.

Emily şaşırmıştı.

Emily hörte Musik.

Emily müzik dinliyordu.

Emily hasst Zwiebeln.

Emily soğanlardan nefret eder.

Emily hat Höhenangst.

Emily yükseklikten korkar.

Emily ist Engländerin.

Emily İngilizdir.

Ich heiße Emily.

Benim adım Emily.

Emily hat Durst.

Emily susamış.

Emily kann schwimmen.

Emily yüzebilir.

Du bist Emily.

Sen Emily'sin.

Emily ist Studentin.

- Emily bir üniversite öğrencisidir.
- Emily bir kolej öğrencisidir.

Emily ist Schülerin.

Emily bir lise öğrencisidir.

Wer ist Emily?

Emily kimdir?

Emily ist Mutter.

Emily bir annedir.

- Emily ist Studentin.
- Emily ist Studentin an der Universität.

Emily bir üniversite öğrencisidir.

- Emily hat keine Angst vor Spinnen.
- Emily fürchtet keine Spinnen.

Emily örümceklerden korkmaz.

Emily hat blaue Augen.

Emily'nin mavi gözleri var.

Emily geht zur Schule.

Emily okula gidiyor.

Wie geht es Emily?

Emily nasıl?

Emily stellte eine Frage.

Emily bir soru sordu.

Emily las ein Buch.

Emily bir kitap okudu.

Emily aß einen Apfel.

Emily bir elma yedi.

Emily schreibt einen Brief.

Emily bir mektup yazıyor.

Emily ist ein Teenager.

Emily bir ergendir.

Emily sagte die Wahrheit.

Emily gerçeği söyledi.

Emily lernte etwas Rumänisch.

Emily biraz Romence çalıştı.

Emily hat braunes Haar.

Emily'nin kahverengi saçları var.

Emily hat mich umarmt.

Emily bana sarıldı.

- Emily und Melanie sind Engländerinnen.
- Emily und Melanie kommen aus England.

Emily ve Melanie İngilizdirler.

- Emily hat mein Herz gestohlen.
- Emily hat mir das Herz gestohlen.

Emily kalbimi çaldı.

Emily hat den Satz geschrieben.

Emily cümleyi yazdı.

Emily hat Angst vor Spinnen.

Emily örümceklerden korkar.

Emily ist eine Staatsbürgerin Australiens.

Emily, Avustralya vatandaşıdır.

Ist Emily jetzt zu Hause?

Emily şimdi evde mi?

Emily hat die Frage richtig beantwortet.

Emily soruyu doğru yanıtladı.

Emily und Melanie sind enge Freunde.

- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.

Emily ist sehr freundlich zu mir.

Emily bana oldukça cana yakın davranıyor.

Niemand macht einen besseren Apfelkuchen als Emily.

Hiç kimse Emily'den daha güzel elmalı turta pişirmez.

- Ein Freund von mir ist entfernt mit Emily Dickinson verwandt.
- Einer meiner Freunde ist entfernt mit Emily Dickinson verwandt.

Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.

- Emily stellte mir eine Frage.
- Emilie stellte mir eine Frage.

Emily bana bir soru sordu.