Translation of "Flüstern" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Flüstern" in a sentence and their turkish translations:

- Ich habe euch flüstern hören.
- Ich habe Sie flüstern hören.

Siz beylerin fısıldadığını duydum.

Ich habe sie flüstern gehört.

Onların fısıldadıklarını duydum.

Es ist unhöflich, in Gegenwart anderer zu flüstern.

Başkalarının önünde fısıldamak nezaketsizliktir.

Ich habe meine Eltern gestern Nacht flüstern gehört.

Dün akşam, annemle babamın fısıldaştıklarını duydum.

Ich wecke dich weder zum Wein noch zum Flüstern von Frauen,

Seni ne şarapla ne de kadınların fısıltılarıyla