Examples of using "Freundinnen" in a sentence and their turkish translations:
Mike'ın iki kız arkadaşı var.
Tom'un iki kız arkadaşı var.
Onun birçok kadın arkadaşları vardır.
Glenn'in iki kız arkadaşı var.
Tom üç tane kız arkadaşı var.
- Tom'un çok sayıda bayan arkadaşı var.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
- Biz iyi arkadaşlarız.
- Biz iyi arkadaşız.
Tom'un birçok kız arkadaşı oldu.
Onun yeterince arkadaşı yok.
O benim arkadaşlarımdan biridir.
Kız kardeşimin çok arkadaşı var.
- Arkadaşlarıyla çıktı.
- O, arkadaşlarıyla dışarı çıktı.
O en iyi arkadaşlarımdan biri.
Marie, Mary ve Maria arkadaşlar.
Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.
İkimiz de onun kız arkadaşıyız.
Magdalena ve Ania iyi arkadaşlardır.
Arkadaşlarımı severim.
Tom'un birbirlerini tanımayan iki kız arkadaşı var.
Biz arkadaşız.
Kız kardeşinin arkadaşlarından herhangi biri bekar mı?
Onun birkaç arkadaşı var.
Arkadaşlarımı getirebilir miyim?
Mary'nin yeterli arkadaşı yok.
Onun bir sürü kız arkadaşı olmasına rağmen o hala bir oyuncu değil.
Ai ve Mariko yakın arkadaşlar. Her yere beraber giderler.
- Yumi arkadaşlarımdan biridir.
- Yumi benim arkadaşlarımdan biridir.
Arkadaşları tarafından alay edildi.
Arkadaş olmanızı istiyorum.
Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.
O, arkadaşlarıyla gitti.
Arkadaşlarımdan üçü Kanadalılarla evlendi.
Mary'nin arkadaşlarının tümü bana güldü.
- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.
Mary ve ben iyi arkadaşlar olduk.
Tom arkadaşlarından biriyle oradaydı.
Dün burada senin arkadaşlarını gördüm.
Onun gerçek arkadaşları yok.
Uzun bir süredir arkadaşız.
Kız kardeşim arkadaşlarıyla konuşuyor.
Vay, iki tane kız arkadaşın var ha? Biri seni diğeriylekyen görmese iyi.
Üç sevgilim vardı: ilki sarışın, ikincisi esmer, üçüncüsü kızıl saçlıydı.
Arkadaşlarını karşılamak için kapıya gitti.
En iyi arkadaşlarımdan biri beni yüzüstü bıraktı.
Mary ve ben yıllardır iyi arkadaş olarak kaldık.
Arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.
Arkadaşlarımdan hiçbiri beni Tom'la görmediği için sadece müteşekkirim.
Mary arkadaşlarına mesaj atarak ya da e-posta yazarak telefonunda çok zaman harcar.
O, arkadaşlarıyla bir restorana gidebilsin diye o onun ona biraz para vermesini rica etti.