Translation of "Joggen" in Turkish

Ich gehe joggen.

Koşmaya giderim.

Ich liebe Joggen über alles.

Koşmayı dünyada her şeyden daha çok seviyorum.

Tom geht bei jedem Wetter joggen.

Tom her türlü havada koşmaya gider.

Er geht bei jedem Wetter joggen.

Her türlü havada koşu yapmaya gider.

- Mein Vater ging nach dem Abendessen joggen.
- Mein Vater ist nach dem Abendessen joggen gegangen.

Babam yemekten sonra koşuya gitti.

- Ich gehe gerne Joggen.
- Ich laufe gern.

Ben koşmayı severim.

Wir joggen jeden Tag vor dem Frühstück.

Her sabah kahvaltıdan önce koşarız.

Meine ältere Schwester geht jeden Tag joggen.

Ablam her gün koşuya gider.

- Tom hasst Joggen.
- Tom joggt nicht gerne.

Tom koşmaktan nefret eder.

Tom geht immer noch jeden Morgen joggen.

- Tom hala her sabah jogging yapıyor.
- Tom hala her sabah jogginge gidiyor.
- Tom hala her sabah hafif koşu yapıyor.

Ich gehe jeden Morgen vor dem Frühstück joggen.

Her sabah kahvaltıdan önce hafif koşuya giderim.

Mein Vater begann letzten Monat mit dem Joggen.

Babam geçen ay koşmaya başladı.

Sie geht jeden Morgen vor dem Frühstück joggen.

O her sabah kahvaltıdan önce koşmaya gider.

Tom sagt, dass ihm nicht nach Joggen ist.

Tom canının koşmak istemediğini söylüyor.

- Tom macht jeden Morgen einen Dauerlauf.
- Tom geht jeden Morgen joggen.

Tom her sabah jogging'e gider.

Seit Tom raucht, geht er nicht mehr an den Teich joggen.

Tom sigara içtiği için artık gölette koşmaya gitmiyor.

Ich binde mir immer fest die Schuhe, bevor ich joggen gehe.

Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.

Wir joggen jeden Tag vor dem Frühstück am Strand. Los, kommt doch mit!

Her gün sahilde kahvaltıdan önce koşarız. Hadi, siz de gelin!

- Was mögen Sie mehr, Radfahren oder Joggen?
- Was machst du lieber, Radfahren oder Laufen?

Hangisini daha çok seversin, bisiklet sürmeyi mi yoksa koşmayı mı?

- Tom geht jeden Tag nach der Arbeit laufen.
- Tom geht jeden Tag nach der Arbeit joggen.

Tom her gün işten sonra koşuya gider.

Tom sagte Maria, dass sie es seiner Meinung nach lieber lassen sollte, allein zum Joggen in den Park zu gehen.

Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.