Examples of using "Raum" in a sentence and their turkish translations:
Birisi odaya girdi.
Odadan ayrılma.
Odayı ay ışığı kapladı.
Bu oda sessiz.
Mayuko odaya girdi.
Bize biraz süre ver.
Tom odaya girdi.
Oda soğuk.
Odada kimse yok.
- Odayı terk ettim.
- Odadan çıktım.
Bu oda karanlık.
Odaya girmemelisin.
Hemen odaya gir.
Bu odada benimle kal.
kraliçe için bir oda var, yavrular için bir oda
Odada birkaç öğrenci vardı.
gıdalar için başka oda
Mumlar odayı aydınlattı.
Oda insanlarla dolu.
Oda insanlarla doluydu.
Tom hızla odayı terk etti.
Siz odadan dışarı çıkmalısınız.
Oda duman doluydu.
- Tom gergin biçimde odaya girdi.
- Tom sinirli bir şekilde odaya girdi.
Oda çok soğuk!
Tom odadan geçti.
Alan bize yeterli gelmiyor.
Odada kimseyi tanımıyordum.
Bu oda öğretmenler tarafından kullanılır.
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Odaya izinsiz girme.
Şimdi odayı terk edebilirsiniz.
Odayı iyice temizleyeceğim.
Odada birçok mobilya vardı.
- Odada hiç masa yok.
- Odada masa yok.
Onun odayı temizlediğini gördüm.
Bu odada bir sürü mobilya var.
Odandan dışarı çıkmayacaksın.
Tom odaya döndü.
Tüm oda sessizleşti.
Tam odaya girmek üzereydik.
Bu araba geniş ve komforlu.
İlerleme için hâlâ yer var.
Bu odanın yönü harika.
Bu oda nedir?
Oda dumanla doluydu.
Bu odayı terk edemezsin.
Bu oda neredeyse yeterince büyük.
Bu oda yakında ısınacak.
Bu oda biraz güneş ışığı alıyor.
Bu oda fazla güneş almaz.
Bu oda fazla güneş ışığı almıyor.
Bu oda yeterince büyük değil.
Bu şüpheye yer bırakmıyor.
Tom ilk olarak odaya gitti.
- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.
Bu odada yüksek sesle konuşmasan daha iyi olur.
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
Oda hâlâ mezar kadar sessizdi.
Lütfen odayı havalandır.
uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi
Hataya yer kalmaz.
Bu odada kaç kişi var?
O, çok geçmeden odaya geldi.
Odadakilerin hepsi birbirini tanır.
Oda onun sesiyle yankılanıyor.
Odada iki yüz kişi vardı.
Odada çılgın gibi koşuşturma.
Odada 100'den fazla insan var.
Bu oda örümceklerle dolu.
Bu odada bir masa vardır.
Tom Mary'nin odayı terk etmesini istedi.
Tom odayı terk etmemi istedi.
Ben girer girmez, o, odayı terk etti.
Onun şakası odadaki gerginliği azalttı.
Hiçbiriniz bu odayı terk etmemeli.
Tom özür diledi ve odadan ayrıldı.
Işık dalgaları uzayda ve farklı türde malzemelerde yolculuk ederler.
Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
Bu odada sigara içmeye izin verilmez.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
Bu odada hiç sandalye yok.
Odada çok sayıda çocuk vardı.
Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.
Bu odada hiç sandalye yok.
Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.
Bu odada çok fazla mobilya var.
- Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- Mary ve John dışında odada kimse yoktu.
Toplantılar için oda uygun olacak mı?
- Bu oda 839'dur.
- Bu, Oda 839.
O, bizi odaya girmememiz için uyardı.
Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
- Bu odadaki çocuklardan birini tanıyor musunuz?
- Bu odadaki çocuklardan herhangi birini tanıyor musun?
O benim odama girdi.