Examples of using "Schlechtes" in a sentence and their turkish translations:
Kötü bir resim değil.
Sen kötü bir belleğe sahipsin!
Tom'un zayıf bir hafızası var.
O kötü bir şey değil.
O kötü bir şey mi?
Kötü bir hava.
Kuzeyde kötü hava var.
Sen kötü bir örnek oldun.
Berbat bir konserdi.
- Bu kötü bir işaret.
- Bu hiç hayra alamet değil.
Tom'un kötü bir hafızası var.
Onların kötü bir hafızaları var.
- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.
İsimler için kötü bir belleğim var.
Bu kötü bir örnek.
Benim bir vicdan azabım vardı.
Benim vicdan azabım yok.
Bununla ilgili içimde kötü bir duygu var.
Sadece başka biri kötü bir şey yaptığı için kötü bir şey yapmanız hak değildir.
Sence o kötü bir şey mi?
Sen kötü bir örnek oldun.
Tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.
Bunun hakkında suçlu hissettim.
Çok suçlu hissediyorum.
Şimdi suçlu hissediyorum.
Kötü buğday hep kötü ekmek yapar.
Ölüler hakkında kötü konuşma.
Ben bu konuda suçlu hissetmiyorum.
Bazı turistlerin kötü davranışları var.
Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.
Kötü bir şey olmak üzereydi.
Korkarım ki berbat bir şey yedim.
Seni suçlu hissettirmeye çalışmıyorum.
Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi?
Berbat Fransızcam için özür dilerim. Ben hala başlangıç düzeyindeyim.
Kötü İngilizcem bana işime mal oldu.
Ben suçlu ve üzgün hissettim.
Tom kendini biraz suçlu hissetmeye başladı.
Görevini kötüye kullanmaktan çekinmez.
Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.
kötü bir hayat yaşıyor buna rağmen her şeye gülüyor
Senin kötü hafızan senin kötü dinleme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır.
Başına kötü bir şey gelmesine asla izin vermem.
Beni suçlu hissettirmeye çalışmayı bırak.
- Tom bu konuda kötü hissettiğini söyledi.
- Tom bana onun hakkında kötü hissettiğini söyledi.
Onun tembelliği gelecek için kötü bir alâmetti.
Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır.
Neden benim hafızam çok kötü? İşleri her zaman unutuyorum!
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
Onun bana bakma tarzı bana kötü bir his verdi.
Hiçbir şey o kadar kötü değildir ki, iyi bir yanı olmasın.
Tom biraz suçlu hissetti.
Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.
Onun cenazesine gitmemiş olmamla ilgili kötü hissediyorum.
Kötü İngilizcemden utanıyorum.
Tom Mary'ye davranma tarzı hakkında suçlu hissetti.
Benim hakkımda istediğin bir şeyi söyleyebilirsin ama Tom hakkında kötü bir şey söyleme.
Kötü hava başlamamızı engelledi.
Bay Beyaz kısa sürede suçlu hissetmeye başladı.