Examples of using "Stieß" in a sentence and their turkish translations:
Biri beni içeri itti.
Tom, Mary'yi uçurumdan itti.
O terör çığlığı bastı.
Tom ayak parmağını çarptı.
Tom yatak odası kapısını iterek açtı.
Tom geğirdi.
Kafasını çarptı.
Bir kurtla karşılaştı.
Tom kafasını çarptı.
O bir kurta rastladı.
Tom, Mary'yle bardakları tokuşturdu.
Tom, Mary'yi itti.
Tom kapıyı iterek açtı.
Tom açık kapıyı itti.
Kamyon bir arabaya çarptı.
O, kediyi yüzme havuzuna itti.
Tom salı suya doğru itti.
Tom Mary'yi uçurumdan itti.
Tom bazı beklenmedik sorunlarla karşılaştı.
O, onu pencereden dışarı itti.
Yardım için yüksek sesle bağırdı.
Hasta teyze iç çekti.
O, düştü ve kuyruk sokumu kemiğini incitti.
Araba, kamyona çarptı.
Tom rahat bir nefes verdi.
kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.
Başını tavana çarptı.
Rüzgar kuş yuvasını ağaçtan düşürdü.
- Tom, Mary ile karşılaştı.
- Tom, Mary'ye rastladı.
O, kapıyı iterek açtı.
Tom merdivenlerden düştü ve başını çarptı
O, onu yüzme havuzuna itti.
Onu yüzme havuzuna itti.
Ben Tom'u suya ittim.
Tom Mary'ye çarptı ve içkisini ona döktü.
Çete onu yere yıktı ve saatini çaldı.
Titanik bir buzdağına çarptı.
O, onu kapıdan dışarı itti.
elimi bırakacağını düşünerek yavaşça yüzeye hareket ettim.
O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.
Titanik bir buzdağına çarptı.
İstasyonda ona çarptım.
O, kafasını rafa çarptı.
Tom otururken, masaya çarptı ve kahvesi masa örtüsüne döküldü.
Ancak Napolyon'un 10 mil kuzeyinde, Auerstedt yakınlarında, Davout doğruca Prusya ordusuna koştu.