Translation of "Wagens" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Wagens" in a sentence and their turkish translations:

Ich muss die Batterie meines Wagens aufladen.

- Arabamın aküsünü doldurmam gerek.
- Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.

Meine Gitarre ist im Kofferraum meines Wagens.

Arabamın bagajında gitarım var.

Lass sie nicht ans Steuer deines Wagens!

- Senin arabanı sürmesine izin verme.
- Arabanızı sürmesine izin vermeyin.

Tom schaltete den Nebelscheinwerfer des Wagens an.

Tom otomobilin sis farlarını açtı.

Tom saß auf der Kühlerhaube des Wagens.

Tom arabanın kaputunda oturuyordu.

Die Reparatur meines Wagens kostete mich dreihundert Dollar.

Arabamı tamir ettirmek bana üç yüz dolara mal oldu.

Tom fand auf dem Vordersitz seines Wagens etwas.

Tom arabasının ön koltuğunda bir şey buldu.

Der Polizist schoss auf die Reifen des Wagens.

Polisler arabanın lastiklerine ateş ettiler.

Ich meldete der Polizei den Diebstahl meines Wagens.

Polise arabamın çalındığını bildirdim.

- Was befindet sich in der Strandtasche im Kofferraum deines Wagens?
- Was befindet sich in der Strandtasche im Kofferraum Ihres Wagens?

Arabanızın bagajındaki plaj çantasında ne var?

Tom hat immer ein Jagdmesser im Kofferraum seines Wagens.

Tom arabasının bagajında bir av bıçağı bulundurur.

Tom und Maria saßen auf der Rückbank des Wagens.

Tom ve Mary arabanın arka koltuğunda oturuyorlardı.

Die Polizei konnte den Besitzer des Wagens ausfindig machen.

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

Tom lud die Taschen in den Kofferraum seines Wagens.

Tom çantaları arabasının bagajına yükledi.

Sie riet ihm vom Kauf eines gebrauchten Wagens ab.

Ona ona kullanılmış bir araba almamasını tavsiye etti.

Tom hat immer ein Fernglas im Handschuhfach seines Wagens.

Tom arabasının torpido gözünde bir dürbün tutar.

- Danke, dass du mir bei der Reparatur meines Wagens geholfen hast!
- Danke, dass Sie mir bei der Reparatur meines Wagens geholfen haben!
- Danke, dass ihr mir bei der Reparatur meines Wagens geholfen habt!

Arabamı tamir etmeme yardım ettiğin için teşekkürler.

Tom hat beim Reparieren meines Wagens wirklich alle Arbeit geleistet.

Tom arabamı tamir ederek gerçekten çok iyi bir iş yaptı.

Tom briet sich auf der Motorhaube seines Wagens ein Ei.

Tom, araç kaputunda kendine bir yumurta kızarttı.

Tom beschloss, sich anstelle eines neuen Wagens einen Gebrauchtwagen zuzulegen.

Tom yeni bir araba yerine kullanılmış bir araba almaya karar verdi.

Mit dem Motor des Wagens ist etwas nicht in Ordnung.

Bu arabanın motorunda bir sorun var.

Tom hat ein zusätzliches Paar Schuhe im Kofferraum seines Wagens.

Tom, arabasının bagajında fazladan bir çift ayakkabı bulunduruyor.

Es ist das Logischste, seinen Ersatzreifen im Kofferraum seines Wagens aufzubewahren.

Senin yedek lastiğini tutmak için en mantıklı yer arabanın bagajındadır.

- Ich ließ Tom meinen Wagen fahren.
- Ich ließ Tom ans Steuer meines Wagens.

Tom'a arabamı sürdürdüm.

Die Kiste ist zu groß: die passt nicht in den Kofferraum des Wagens.

Bu kutu arabanın bagajına koymak için çok büyük.