Examples of using "Arcát" in a sentence and their turkish translations:
O, onun yüzünü gördü.
Onun yüzünü tanıdım.
- Tom, Mary'yi yanağından öptü.
- Tom, Mary'nin yanağını öptü.
Tom yüzünü sakladı.
O, bir mendille yüzünü sildi.
Kadın yüzünü yıkıyor.
Tom'un yüzünü görmeliydin.
Keşke Tom'un yüzünü görebilseydin.
Yüzünü vitrine bastırdı.
O, onun yüzünü görünce ağlamaya başladı.
Maria yüzünü elleriyle kapattı.
Tom yüzünü elleriyle kapattı.
Tom giysi koluyla yüzünü sildi.
Onun uzun saçı yüzünün yarısını örttü.
Yüzünü görebilmem için yakına gel.
Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda
Ah, hayatımda Mary'nin yüzünü bir kez daha görebilsem.
- O, onu yanağından öptü.
- Onu yanağından öptü.
O, resmi indirdi, onun yüzünü gördü ve "vay be" dedi.
O adamın yüzünü yakınlaştırın.