Examples of using "Barna" in a sentence and their turkish translations:
Kahverengi gözleri var.
Tom'un kahverengi saçı var.
Kumral tenli kızım
Kahverengi olanını tercih ederim.
Onun ayakkabıları kahverengidir.
Kahverengi saçım var.
- O kahverengi saçlı.
- Onun kahverengi saçı var.
Köpeğim kahverengi.
ve kumral tenli gelinim.
Bronzlaşmış güzel bir cildi var.
- Kedi kahverengi.
- Kedi kahverengidir.
Benim kahverengi saçım yok.
Sen böyle güzel ela gözlerin var.
Dördüncü evre tamamen kahverengi.
Kahverengi tenliyim.
İlaç, kahverengi bir sıvıydı.
Tom kahverengi bir süet ceket giyiyordu.
Tom kahverengi bir evde yaşıyor.
Bu kedi, kahverengi renklidir.
Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.
Tom'un kahverengi bir şapkası var.
ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--
- Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçı var.
- Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçları var.
- Komşumuzda iki kahverengi köpek var.
- Komşumuzun iki tane kahverengi köpeği var.
Kahverengi noktalar, hastalığın olduğu yerler.
Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.
O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi.
Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.
Tom kahverengi kağıt bir çantada Mary'ye 1000 dolar verdi.
Derinlere doğru kahverengi ve mor tonları
Ağaçlarda görünen sarı, kırmızı ve kahverengi yapraklar sonbaharın ilk işaretidir.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
Üç sevgilim vardı: ilki sarışın, ikincisi esmer, üçüncüsü kızıl saçlıydı.
Tom paketi kahverengi kağıtla sardı.