Examples of using "Félelmetes" in a sentence and their turkish translations:
Sen korkunçsun.
Bu korkutucu.
Gizemli, korkulası bir yerdir.
Değişim korkutucu.
O dehşet verici.
O korkutucu.
Sen korkmuşsun.
Kurtlar müthiş yırtıcı hayvanlardır.
Hayat zaten yeterince korkutucu,
Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.
Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı.
...dehşet verici bir yere dönüşebilir. Derinlerde nelerin yattığından korkan çoktur.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.