Translation of "Feje" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Feje" in a sentence and their turkish translations:

Fájt a feje.

- Başı ağrıyordu.
- Onun başı ağrıyordu.

Fáj a feje.

Onun başı ağrıyor.

Nincs feje a szobornak.

Heykelin kafası yok.

Tamásnak gyakran fáj a feje.

Tom'un sık sık başı ağrır.

Édesanyámnak gyakran fáj a feje.

Annem sık sık baş ağrısı çeker.

A feje fölé húzta a pulóverét.

Kazağını başının üzerine çekti.

- Jó feje van.
- Jó esze van.

O akıllıdır.

Tomnak soha nem fáj a feje.

Tom'un asla başı ağrımaz.

- Hosszúkás az arca.
- Ovális feje van.

Onun oval bir yüzü var.

Tamásnak jó feje van a számokhoz.

Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

A hal feje elfehéredik annak jeleként, hogy készen áll.

Hazır olduğunu göstermek için yüzü beyaza dönüyor.

De a Covid-19 ezt a feje tetejére állítja.

Ancak Covid-19 bunu tersine çeviriyor.

Fejezd be a kiabálást! Megfájdul az ember feje tőle.

Kes bağırmayı! Başımı ağrıtıyorsun.

Tom élete a feje tetejére állt a földrengés után.

Depremden sonra Tom'un dünyası altüst oldu.

Kiderült, hogy ez az alacsony idős hölgy a maffia feje.

- Bu tatlı küçük yaşlı kadının bir sendikanın başı olduğu ortaya çıktı.
- Bu tatlı küçük yaşlı kadının bir suç örgütünün başı olduğu ortaya çıktı.

Nem kellene megengedned a fiadnak, hogy mindig a maga feje után menjen.

Oğluna her zaman kendi bildiğini okumasına izin vermemelisin.

Azt hiszem, meg kellene már tiltanom neki, hogy csak a saját feje után menjen.

Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.

Felkapott mintegy száz kagylót és kavicsot... és karjait a sebezhető pontja, a feje fölé hajtogatta.

belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.